Son zamanlarda çağdaş hukukun üzerinde yoğunlaştığı en önemli konularından biri de işyerinde psikolojik taciz (mobbing) ile ilgili hukuki kurumdur.
Çağdaş iş hukuku hem ulusal hem de uluslar arası düzenleme ve sözleşmelerle işçinin huzur, sağlık ve güven içinde, emeğinin karşılığının alması, işçi ile işveren ilişkisinin tam bir uyum içinde olması için uğraşı verilmektedir.
Konunun daha iyi anlaşılması ve açıklığa kavuşması için Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca alınan 25.09.2013 tarih, 2012/9-1925 Esas ve 2013/1407 Karar sayılı içtihadından bir bölümünü aşağıda sunmaktayız:
Türk Hukukunda psikolojik taciz (mobbing); işyerinde çalışanlara, diğer çalışanlar veya işverenler tarafından sistematik biçimde uygulanan, tekrarlanan her türlü kötü muamele, tehdit, şiddet, aşağılama gibi davranışlar olarak ifade edilmiştir. Psikolojik tacizin en bariz örnekleri, kendini göstermeyi engellemek, sözünü kesmek, yüksek sesle azarlamak, sürekli eleştiri, çalışan iş ortamında yokmuş gibi davranmak, iletişimin kesilmesi, fikirlerine itibar edilmemesi, asılsız söylenti,hoş olmayan imalar, nitelikli iş verilmemesi, anlamsız işler verilip sürekli yer değiştirilmesi, ağır işler verilmesi ve fiziksel şiddet tehdidi sayılabilir (Tınaz,Pınar/Bayram,Fuat/Ergin,Hediye: çalışma Psikolojisi ve Hukuki Boyutlarıyla İşyerinde Psikolojik taciz (Mobbing), Beta Yayınları, İstanbul 2008,s.7,53-58,aktaran K.Ahmet Sevimli,agm.,s.116).
Görüldüğü üzere, bir eylemin psikolojik taciz olarak kabul edilebilmesi için bir işçinin hedef alınarak gerçekleştirilmesi, belli bir süreye yayılması ve bu durumun sistematik bir hal alması gerekir. Belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Psikolojik tacizin nedenleri farklılık göstermesine karşılık amaç, çoğu kez işçinin işyerinden ayrılmasını sağlamaktır.(
) Psikolojik taciz eylemi, işverenin işçiyi koruma (gözetme) ve eşit davranma borçlarına aykırılık oluşturmaktadır. Bunun yanında, Psikolojik taciz aynı zamanda, işçinin kişilik haklarına da müdahale niteliği taşıması dolayısıyla, buna ilişkin hukuki yollarında kullanılması gündeme gelebilir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 417 ve devamı maddelerinde, işçinin kişiliğinin korunması esas alınarak psikolojik taciz terimine açıkça yer verilmiş ve bu konu hukukumuzda özgün bir yasal düzenlemeye kavuşturulmuştur.
Psikolojik taciz durumunda, işçi hizmet sözleşmesini haklı nedenle feshedebileceği gibi, işe devam etmek suretiyle diğer yasal haklarını kullanma konusunda da (maddi ve manevi tazminat davası gibi) seçimlik hakka sahiptir.
Yürekten esenlikler ve içten saygılarımızı sunarız.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?