Bayram arifesinde, herkesin telaş içerisinde vecibelerini yerine getirmeye çalıştığı bugünlerde ' yeşili' gündemimize alalım dedik. 'Yeşil' deyince dışarıdan gelmesini beklediğimiz dolarları söylemiyoruz,hasret olduğumuz doğanın yeşiline fokuslanıyoruz.
On altı yıldır dünya genelinde yaşanan 'Emlak Çılgınlığı'nın faturasını insanoğlu ödemeye başladı. Geri dönmeyen kredi, teslim olmayan daire haberleri küresel medyada önemli yerleri işgal etmektedir.
Ülkemiz ekonomik açıdan diğer ülkeleri mimiklemiştir ancak sözü edilen trendin bize bir başka önemli etkisi daha olmuştur. Dağ, taş, bahçe, park imara açılmış ve devasa rantlar yaratılmıştır. Bu rant meselesi o kadar büyütülmüştür ki acil toplanma merkezlerinin dahi imara açıldığına şahit olunmuştur.
Şimdi yaşayacak dengeli bir çevre kalmayınca herkesi bir yeşil sevdası almıştır. Şartları zorlayarak yeni park alanları oluşturmak için çalışmalar yapılacağı ifade ediliyor.
Şehirlerimize yukarıdan bakıldığında gri bir beton denizi görülmektedir. Aşırı nemli, bunaltıcı sıcakların, ani tropik karakterde yağışların, kaya boyutunda düşen dolunun, heyelanların v.b. olayların müsebbibi yeşile yapılan ihanettir.
Yukarıda ifade edildiği gibi bu noktadan sonra zorlama işlerle büyükşehirleri yeşille donatmak mümkün değildir. Büyük bütçeler harcayarak binaları kamulaştırarak park yapamayacağımıza göre farklı çözüm yolları denemek gerekmektedir.
Mesela; büyükşehirlerde yeşil, Anadolu' daki şehirlerde nüfus yok. Tersine göçle hem insanları arayış içinde oldukları yeşile kavuşturabilir, hem de büyükşehirlerin daha yaşanılası bir yere haline gelmesini sağlayabiliriz.
Çok şanslıyız her noktası çok güzel bir ülkeye sahibiz, nüfusun dengeli yayılımıyla birçok sorunu çözebileceğimiz görülmektedir.
On altı yıldır dünya genelinde yaşanan 'Emlak Çılgınlığı'nın faturasını insanoğlu ödemeye başladı. Geri dönmeyen kredi, teslim olmayan daire haberleri küresel medyada önemli yerleri işgal etmektedir.
Ülkemiz ekonomik açıdan diğer ülkeleri mimiklemiştir ancak sözü edilen trendin bize bir başka önemli etkisi daha olmuştur. Dağ, taş, bahçe, park imara açılmış ve devasa rantlar yaratılmıştır. Bu rant meselesi o kadar büyütülmüştür ki acil toplanma merkezlerinin dahi imara açıldığına şahit olunmuştur.
Şimdi yaşayacak dengeli bir çevre kalmayınca herkesi bir yeşil sevdası almıştır. Şartları zorlayarak yeni park alanları oluşturmak için çalışmalar yapılacağı ifade ediliyor.
Şehirlerimize yukarıdan bakıldığında gri bir beton denizi görülmektedir. Aşırı nemli, bunaltıcı sıcakların, ani tropik karakterde yağışların, kaya boyutunda düşen dolunun, heyelanların v.b. olayların müsebbibi yeşile yapılan ihanettir.
Yukarıda ifade edildiği gibi bu noktadan sonra zorlama işlerle büyükşehirleri yeşille donatmak mümkün değildir. Büyük bütçeler harcayarak binaları kamulaştırarak park yapamayacağımıza göre farklı çözüm yolları denemek gerekmektedir.
Mesela; büyükşehirlerde yeşil, Anadolu' daki şehirlerde nüfus yok. Tersine göçle hem insanları arayış içinde oldukları yeşile kavuşturabilir, hem de büyükşehirlerin daha yaşanılası bir yere haline gelmesini sağlayabiliriz.
Çok şanslıyız her noktası çok güzel bir ülkeye sahibiz, nüfusun dengeli yayılımıyla birçok sorunu çözebileceğimiz görülmektedir.