Bayram deyince hep aynı hikaye, "nerede o eski bayramlar?"... Nerede olacak?
Her şey seninle bitti gitti...
Kapılar eskisi gibi üstünde ipi olan çekince girilen kapılar değil.
Komşu teyzenin elini öpen çocuklar da yok artık. Hepsi internet ve televizyon sayesinde uzaya dokundu dokunacak.
Bayram ne yapsın?
Sen değiştin, dünya değişti, bayramda değişti elbet. Telefon ve internet kolaylığı ve hergün ucuzlayan giyim ister istemez bayramın taşıdığı en hassas özellikleri aldı götürdü. Şimdi altmış kilometre uzaktaki arabaya telefon yetiyor, çocuklarına da mesajı salla, yarım gün kurtuldu bile. Tatil var şimdi, adı bayram tatili ama kendisi boylu boyunca tatil. Arifeyi gören sırtlıyor bagajını, ha üç gün, ya beş gün, işini iyi ayarlayan dokuz gün...
Bırak kendini Akdeniz'in ve Ege'nin mavi sularına,( tabiki yalan yok bende, aynen) bayram sabahı usulen mesajı yolla , sosyal medyadan el öp,küçüklerin gözlerini öpmesende olur, büyüklerin eli öpülüyor sonuçta... Eee napalım internet bizi bu hale getirdi teknoloji iyi ki var ama eski günler daha mı bi güzeldi sanki. Harçlıklarda elektronik bankadan gidiverince iş kalıyor biraz ıslanıp çokça da yanmaya... Öyle böyle değil bayram yanığı bu... Güneş altında yağ yetmeyince gece yoğurdu bolca sürmek gerek. İlk gün güneşi pişmiş ıstakoz rengine çevirir.
Gece çıkar acısı, sonraki günler deri soyulur ve tam acısı geçerken işbaşı. Yıllık izne kadar akça pakça olunup yine aynı acıya hazırlanırsın.
Her yıl aynı tablo, ilk güne dikkat o zaman.
Marmara ve ege sağnak yağışlıymış, ihtiyarların ahı tuttu galiba.
Neyse hepinize çooook güzel bir bayram tatili diliyorum şeker tadında ve her şey dahil bol Rus az Arap turistli cennet köşelerinde yurdumun...