Yeni yönetim sistemiyle kamu yönetiminin tepesinde dijital dönüşüm ofisinin kurulmasına karar verildi. Arkasından sorumlu bakanın G 20 Dijital Ekonomi Zirvesi' ne, Arjantin' e, özel uçakla gittiği ve bir başka devletin bakanını uçağına aldığı haberlerini okuduk . Biz de dijital dönüşümü mercek altına almaya karar verdik.Günümüzde kurumsal şirketlerin yönetimsel yapılarında değişimler, gelişmeler yaşandığına tanık oluyoruz. Teknolojinin hayatımızın her alanına hakim olması şirketlerde de dijital programların kullanılmasını doğal olarak tetikledi ve artırdı. Geçmiş dönemlerde ağırlıklı olarak finansal yönetim ve muhasebe alanlarında yazılım programları kullanılırken şimdi şirketlerin tüm süreçlerinde dijital uygulamalar devreye alınıyor ve e-programlar ihtiyaçlar doğrultusunda uyarlanıyor.
Elbette bu süreç öğrenme ve bilgiyi paylaşma modellerimizi de etkiler hale geldi. Not tutma, notları tasnif etme, bu derleme üzerinden çalışma yerini önce bilgisayarda not tutma, işe yaramayan satırları çabucak siliverme ve not sayfasının bir print-out'unu alarak çalışmaya; daha sonra ise ihtiyaç duyulan bilgiyi web ortamında tarama, gerekirse online quizler içeren e-learning portallarıyla pekiştirme modeline bıraktı.
Aslında son birkaç yıldır sıklıkla konuşulan Y kuşağının iş hayatına adaptasyonunun temel noktalarından biri de bu vurguladığımız husus. Yeni nesil bilgiye mümkün olan en kısa yoldan ulaşmak istiyor bu da dijital öğrenme platformlarının etkinliğini ve önemini ortaya koyuyor.
Bu noktada şirketlerin ve yöneticilerin kendilerini yenileme planları sıklıkla tartışılıyor. Kurumsal yönetim çerçevesinden konuya yaklaştığımızda şirketler artık pek çok uygulamasını dijital ortama taşımak durumunda. Sistemsel gelişim günlük operasyonların ve uzun vadeli projelerin emin adımlarla ilerletilmesine imkân sağlıyor. Şirket hafızası korunuyor, bilgiye daha hızlı ve etkin şekilde erişiliyor, orta vadeli planlar ile uzun vadeli stratejiler dinamik bir şema içerisinde belirleniyor. Tüm bunlar da şirketin geleceğe hazırlanmasında, yatırım kararlarında çok önemli rol üstleniyor.
Şirketler açısından bu noktaları vurgularken yöneticilerin perspektifini de atlamamalıyız. Dijital dönüşüme yön veren, pek çok yeni entegrasyonun uygulayıcı pilotu konumunda olan yöneticilerin sorumluluğu ağır. Bir taraftan ülkemizin içerisinde bulunduğu finansal koşullarda 'gemilerini yürütmek' durumundalar diğer taraftan da uluslararası konjonktüre uyumlanmak ve yenilikleri kucaklayarak ilerlemek arzusundalar. Buna bir de zaman baskısını eklediğimizde yöneticilerin de öğrenme modellerinin değişim zorunluluğu karşımıza çıkıyor. Klasik yöntemlere bazı dijital araçlar eklemek 90'ların başından 2000'lere dek inanılmaz faydalar sağladı. Bununla beraber artık görsel gösterimlerin ve dijital uygulamalı deneyimlerin öğrenme ivmesini artırdığını kabul etmeliyiz.
Tam da bu nedenle değişime öncü yöneticiler daha bütünsel yani zaman ve mekandan bağımsız farklı araçları kapsayan bir öğrenme modelini benimsemeliler. Bunu da yaparken de önce bilgilerin yayılımını bu şekle dönüştürmeliler ki rol model olabilsinler. Kendimden örnek vermem gerekirse finansal analiz konusunda online bir program aracılığıyla aldığım 1-1 eğitim ilgili konuda donanımımı artırdı. Konuyla ilgilenen meslektaşlarıma, arkadaşlarıma bu gibi platformlara üye olmalarını, çeşitli uygulamalara katılmalarını gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim.
Hep söylediğimiz bir şey var. Hiçbir şey aynı kalmıyor, hayat sürekli bir değişim ve gelişimden ibaret. İş hayatı da bu döngüden besleniyor aslında. Kurumlar da liderler de teknolojik dönüşümden paylarına düşenleri er ya da geç alıyorlar. Değişimi arkalarına sağlam rüzgar alarak karşılayanlar ise dışsal faktörlerden görece daha az etkileniyorlar.
Değişim geçmiş yapıya karşıdan bakmayı ve biraz da cesur olmayı gerektiriyor. Yeni deneyimlerin neler getirebileceğini hayal etmek, özellikle sınırların daha da görünmez olduğu dünyamızda teknolojik uygulamalar sayesinde farklı bakış açılarını kazanabilme düşüncesinden heyecan duymak hepimizi bir adım ileriye götürecek ve ülkemize de bu anlamda daha esnek bir çalışma hayatı kazandıracaktır.
Deneyimsel öğrenme ve liderlik üzerine yazılarımız devam edecektir.
Elbette bu süreç öğrenme ve bilgiyi paylaşma modellerimizi de etkiler hale geldi. Not tutma, notları tasnif etme, bu derleme üzerinden çalışma yerini önce bilgisayarda not tutma, işe yaramayan satırları çabucak siliverme ve not sayfasının bir print-out'unu alarak çalışmaya; daha sonra ise ihtiyaç duyulan bilgiyi web ortamında tarama, gerekirse online quizler içeren e-learning portallarıyla pekiştirme modeline bıraktı.
Aslında son birkaç yıldır sıklıkla konuşulan Y kuşağının iş hayatına adaptasyonunun temel noktalarından biri de bu vurguladığımız husus. Yeni nesil bilgiye mümkün olan en kısa yoldan ulaşmak istiyor bu da dijital öğrenme platformlarının etkinliğini ve önemini ortaya koyuyor.
Bu noktada şirketlerin ve yöneticilerin kendilerini yenileme planları sıklıkla tartışılıyor. Kurumsal yönetim çerçevesinden konuya yaklaştığımızda şirketler artık pek çok uygulamasını dijital ortama taşımak durumunda. Sistemsel gelişim günlük operasyonların ve uzun vadeli projelerin emin adımlarla ilerletilmesine imkân sağlıyor. Şirket hafızası korunuyor, bilgiye daha hızlı ve etkin şekilde erişiliyor, orta vadeli planlar ile uzun vadeli stratejiler dinamik bir şema içerisinde belirleniyor. Tüm bunlar da şirketin geleceğe hazırlanmasında, yatırım kararlarında çok önemli rol üstleniyor.
Şirketler açısından bu noktaları vurgularken yöneticilerin perspektifini de atlamamalıyız. Dijital dönüşüme yön veren, pek çok yeni entegrasyonun uygulayıcı pilotu konumunda olan yöneticilerin sorumluluğu ağır. Bir taraftan ülkemizin içerisinde bulunduğu finansal koşullarda 'gemilerini yürütmek' durumundalar diğer taraftan da uluslararası konjonktüre uyumlanmak ve yenilikleri kucaklayarak ilerlemek arzusundalar. Buna bir de zaman baskısını eklediğimizde yöneticilerin de öğrenme modellerinin değişim zorunluluğu karşımıza çıkıyor. Klasik yöntemlere bazı dijital araçlar eklemek 90'ların başından 2000'lere dek inanılmaz faydalar sağladı. Bununla beraber artık görsel gösterimlerin ve dijital uygulamalı deneyimlerin öğrenme ivmesini artırdığını kabul etmeliyiz.
Tam da bu nedenle değişime öncü yöneticiler daha bütünsel yani zaman ve mekandan bağımsız farklı araçları kapsayan bir öğrenme modelini benimsemeliler. Bunu da yaparken de önce bilgilerin yayılımını bu şekle dönüştürmeliler ki rol model olabilsinler. Kendimden örnek vermem gerekirse finansal analiz konusunda online bir program aracılığıyla aldığım 1-1 eğitim ilgili konuda donanımımı artırdı. Konuyla ilgilenen meslektaşlarıma, arkadaşlarıma bu gibi platformlara üye olmalarını, çeşitli uygulamalara katılmalarını gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim.
Hep söylediğimiz bir şey var. Hiçbir şey aynı kalmıyor, hayat sürekli bir değişim ve gelişimden ibaret. İş hayatı da bu döngüden besleniyor aslında. Kurumlar da liderler de teknolojik dönüşümden paylarına düşenleri er ya da geç alıyorlar. Değişimi arkalarına sağlam rüzgar alarak karşılayanlar ise dışsal faktörlerden görece daha az etkileniyorlar.
Değişim geçmiş yapıya karşıdan bakmayı ve biraz da cesur olmayı gerektiriyor. Yeni deneyimlerin neler getirebileceğini hayal etmek, özellikle sınırların daha da görünmez olduğu dünyamızda teknolojik uygulamalar sayesinde farklı bakış açılarını kazanabilme düşüncesinden heyecan duymak hepimizi bir adım ileriye götürecek ve ülkemize de bu anlamda daha esnek bir çalışma hayatı kazandıracaktır.
Deneyimsel öğrenme ve liderlik üzerine yazılarımız devam edecektir.
