USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Toplum duyarlılığı

25-09-2018

Bu hafta, bir dostumun sosyal medyada yaptığı bir paylaşımı, belki biz de biraz ders çıkarırız umuduyla, sizlere aktarıyorum.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Mikrobiyoloji Doktorası almış başarılı bir bilim insanı olan ve şu anda NASA'da çalışan Dr. Neva Çiftçioğlu Banes'in geçen sene yaşadığı bir olayı, kendi kaleminden okuyalım;
''İş ve eş gereği ABD Houston Teksas'ta yaşıyorum. Geçen hafta başımdan geçen ilginç ve gerçekten çok etkilendiğim olay, evime yakın bir postanede gerçekleşti. Yeni yıl hediyesi olarak internet aracılığıyla satın aldığım kol saati paketten camı çatlamış çıkınca, vakit kaybetmeden derhal soluğu postanede aldım. Postaneye girdiğimde 20-25 kişi kuyrukta hizmet bekliyordu.
Burada Noel de yaklaştığı için marketten ekmek bile alınsa mecburen onlarca insan arkasında sıraya dizilip normalden çok daha uzun süre beklemek zorunda kalınıyor.
Hizmet eden sayısı sadece 2 kişi olunca, hele bir de hizmet edenler canından bezmiş bir suratla ve isteksizliğin yansıdığı süratle iş gürünce, bekleme süresi sabırları zorlayacak düzeye tırmanıyor.
Girdiğim kuyrukta arkama döndüğümde bir 30-35 kişinin daha geldiğini gördüm, ''neyse ortadayım'' diye sevinme payı çıkardım. Tam 40 dakika sonra sıra bana geldi. Paketi görevliye uzattım, ''Adresler üzerinde yazılı'' dedim. ''Paketi neden bantla kaplamadınız?'' diye sordu. Girişteki ''Paket içeriğini görmek isteyebiliriz, lütfen paketlerinizi açık bulundurunuz'' uyarısını gösterdim.
Sesini yükselterek sinirle ''Kapıda ne yazdığını iyi biliyorum, derhal paketinizi bantlayın'' dedi.
Sıradaki herkes artık bizi dinliyordu. Yanı başındaki bandı göstererek, ''rica etsem verir misiniz?'' dedim. Yanıt yine aynı yüksek sesle geldi, ''Hayır o bant bana ait, müşteri kendi bandını kullanacak!'' Yanımda bant yok, sizin bant için para ödesem, dediğim an görevli hanım sesini daha da yükseltti, 3 adım ötede, bir ayakkabı kutusu büyüklüğündeki, sadece paketleme servisleri için yapılmış 20 dolarlık bandı işaret ederek satın almamı istedi. 15 santimetrelik bir kutu için bana o bandı aldırmanız size mantıklı geliyor mu? diye sordum. ''Bandı al ve derhal sıranın sonuna geç!'' diye bağırırken sinirden kıpkırmızı kesilmişti. Aynı hışımla kuyruktaki bir sonraki kişiyi, sıradaki anlamına gelen, ''next!'' diye çağırdı…''

Buraya kadar anlatılanlara, 'Ne olmuş yani, böyle bir olay bizde de hepimizin başına gelebilir…'' diyebilirsiniz, ama şimdi olayın devamını dikkatle okuyun bakalım, ''biz böyle davranabilir miyiz?'' sorusunu kendimize soralım, yoksa arka sıralardan, 'Bayan hadi söyleneni yapsana, bizi bekletme!'' diye mi bağırırız? Hadi gelin olayın devamını okuyun ve kararı siz verin;
''İşte on an donup kaldım… Çünkü sırada hiç kimse ilerlemedi. Sıranın başındaki beyefendi, ''Şu kutuyu derhal bantlayın ve hanımefendinin işini bitirin önce'' dedi. Görevli hala öfkeyle bağırıyordu: 'Anyone else…Next!'' 30 kişi yerinden kıpırdamıyordu. İkinci görevliye de gitmiyorlardı, hizmet durmuştu.''
Sıradan bir yaşlı bayan, '76 yaşındayım ve dizlerim ağrıyor, ama o bayanın paketini bantlayıp görevinizi yerine getirmediğiniz sürece buradan bir adım atmıyorum.'' dedi.
Görevli elimden paketi sinirle çekip kutuyu benim söylediğim postane bandıyla yapıştırdıktan sonra ödememi alana kadar yaşadığım karmakarışık duygularla arkama dönüp ''Thank you all'' (Hepinize teşekkürler) diyebildim sadece, gülümseyerek el salladılar…
Dışarı çıkıp arabama oturunca kontağı çalıştırmadan bir süre park yerinde düşündüm. Herkesin işi gücü var, nasıl oldu da tek bir kişi,
acelem var, diyerek sıranın önüne atlamadı? Nasıl oldu da onca kişi bir kişiye yapılan haksızlık için tepki gösterdi?
O sırada benden hemen sonraki yaşlı beyefendi işini tamamlamış, dışarı çıkmıştı. Arabama yaklaştı, pencereyi açtım, gülümseyerek kafamdaki soruları yanıtladı:
'Size yapılan bu yanlış için üzgünüm. Doğada hayvanlar, ağaçlar ve hatta mikroplar birbirleriyle bağ içerisinde hareket ederken biz insanlar birbirimizden çok koptuk. Yanlış anında tespit edilerek sineye çekilmeden, derhal toplu olarak tepki gösterilmez ise, 'normalleştirilir' ve yanlışlar böyle devam eder gider. Oysa şimdi o hizmet eden bayan bir dahaki sefere yanlış yaparken iki kez düşünecek, biz görevimizi yaptık…''
Kendimize veya bir başkasına yapılan haksız bir davranış karşısında korktuğumuz veya başka nedenlerle tepkimizi göstermediğimiz sürece, yaşamımızda bizi çok daha kötü günlerin beklediğine kesinlikle inanabiliriz…''

Sizi bilmem ama ben bu satırları okurken toplum olarak en büyük eksikliğimizin ve de yanlışımızın çevremizde oluşan kural dışı davranışlara karşı toplum olarak duyarsız kalmamız olduğunu düşündüm, tabii devletin denetim kurumlarının toplumun bu tür duyarlılıkları olduğunda, dikkate almasının da bir o kadar önemli olduğunu…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?