Sevgili okurlar, sevgili dostlar, şu anda tepemden resmen duman çıkıyor. Bir yandan sıcak, bir yandan çağrı merkezleri belası ve diğer yandan Türk Telekom Bursa İdaresinin vurdumduymazlığı üst üste geldi. Hakikaten başımı tuttuğumda bir cızırtı hissediyor gibiyim.
Bu sütunlarda, elimden geldiği kadar şahsımla ilgili hiçbir şeyi paylaşmıyorum, mesleki ve mali konularda yazmaya çalışıyorum ve bazan da ülkem ve dünya karşılaştırması konularına değiniyorum. Ama bu defa şahsımla ilgili yazacağım. Nasıl, göz göre göre resmen kazıklandığımı (kaba tabirimi affedin) anlatacağım.
İşyerimde Türk Telekomdan (yani eski PTTden) kullandığım faks ve sabit telefon hatlarım var. Yıllardır, bazan yetkililer gelirler, kampanyalara katılırız, biraz daha ucuz olarak telefon bedeli öderiz. Ama genel olarak kampanyalarla ilgilenmeyiz, hele hediyelerle hiç ama hiç ilgilenmeyiz.
Mayıs ayı içinde sekreterim geldi. Türk Telekomdan bir genç gelmiş. Bize ödediğimiz aylık telefon faturalarında % 25 indirim yapacağını, kara kaşımızı kara gözümüzü de çok sevdiğinden ayrıca 2 adet tablet bilgisayar hediye edeceğini söylüyormuş.
-Aman kızım, bu tip kampanyalar netamelidir, tablete veya kampanyaya ihtiyacımız yok, arkasından bir çapanoğlu çıkabilir dedim. Ama benim sekreter beni ikna etti ve sözleşmeye imzayı bastık. Her ay belli bir para ödeyeceğiz. Diyelim ki 180 TL. Haa, bu arada ilk gelen faturada tabletin KDVsi bize ait olduğu için fazla olacakmış. Peki dedik.
İkinci ay, faturalar önüme geldi ve ne göreyim. Söylenen rakamdan 20 TL fazla. Paranın büyüklüğünün veya küçüklüğünün önemi yok. Ancak, söylenen sözler ve yanıltıcı pazarlama önemli idi. Derhal Türk Telekomu arayın dedim. Meğer, Türk Telekom değil de taşaron firması Batı Telekom diye bir firma imiş. Haydaaa!!!!
İlgili elemana niye böyle olduğunu sorduk. Sizin tarifenize gereği 444lü numaralar, 850li numaralar ve sabit telefondan cep telefonuna geçenlerde fark oluyor, o yüzden bu fark doğuyor dedi.
Peki anlaşmamız şu değil mi idi?
Dediğimde, sözleşmede bu konuları belirttik.
Aman yahşi, anan yahşi dedik ama yok diyor.
Sevgili kardeşim Türk Telekoma şikayet edeceğim, mahkemeye gideceğim.
EL CEVAP: Nereye gidersen git, sözleşme böyle diyor bitiriyor.
Hakikaten telekoma gittik. Şikayet ettik. Haksızsınız dediler. Peki, bize belirtilen şekil ile bu sözleşme. Sözleşmeyi öyle imzalamışsınız dediler. Biz, sözleşmedeki bu tip özel ve teknik şartları bilmeyiz dedik. Olmaz, haksızsınız dediler. Tabii, hukuk ve gukuk meselesinde haklılar.
Pekiii, yapılan bu tip pazarlama yanıltıcı ve yanlış, şikayetimizi yaptık ama, bir de Telekom Bursa Müdürü ile görüşelim dedik.
Görüştüğümüz kişiler, biz gereğini yaptık.
Sizi onunla görüştüremeyiz dediler.
Eh siz bilirsiniz, dedik ve pire için yorgan yaktık.
Derhal kampanyayı iptal ettirerek, ihtiyacımız olmayan tabletlerin parasını ve cezai şartı ödedik.
Bu tip olaylarda, kuyruğu dik tutmak gerek.
Sonra da, 5 sabit telefondan ikisini iptal ettirerek kalanları da herhangi bir kampanyayle ilişkilendirmeyin dedim.
Sözüm burada, bir türlü ulaşamadığım Türk Telekom Bursa Müdürüne:
Sevgili Türk Telekom müdürü koltuğunda rahat otursun, onu aramıyorum, ama bu sıcak havalarda siz sevgili okurlarım dikkat ediniz, böyle kampanyalara, şampanyalara, tabletlere kanmayın, bu sıcakta kanınız beyninize çıkmasın.
Tehlikeli oluyor.
Sahi Türk Telekom özelleştirilmiş miydi?
Acaba?
Böyle bir özelleştirme de hiç olmamış diye düşünüyorum.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?