USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Yasaların 'Ana'sından

20-11-2018

Pek çok yazılarım belli bir veya birden fazla Yasa'ya atıf yapıyor.Türk Ticaret Kanunu,Medeni Kanun,İcra İflas Kanunu gibi veya yönetmelik ya da sirküler. Arada bir de başlıktaki hali ile Yasaların Babası'na yani Anayasa'mıza göz attığım olur ki hukukçu ya da hukukla ilgili her vatandaşımıza Anayasaya sık sık bakmasını öneririm.
Bilinen husustur, yasaların veya her hangi bir mevzuat cümlesi, hükmü. Anayasa'ya aykırı ise olaya bakan yetkili, davaya bakan hakim, öncelikle Anayasa hükmünü uygulamalı, hatta aykırı bulduğu hüküm hakkında Anayasa mahkemesi nezdinde iptal davası açmalıdır.
Bugünkü yazım için sizlere Anayasamızdan birkaç paragrafı, özellikle temel hak ve hürriyetler faslından 'kopyala yapıştır' hatırlatmaya, bu satırlarda sunmaya karar verdim.Umarım bir suç işlemiş olmam!
Başlayalım...
Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Madde 9 – Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.
Madde 10- 'Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa 'imtiyaz tanınamaz.' Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
Madde 11- Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.
Madde 23- Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir.
Madde 24- Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
Madde 25- - Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz. ( sınırlamaları Madde 26 'da ..)

Madde 38 – Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Madde 42-Devlet, maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar.
Madde 50- Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.
Madde 56 – Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.
Madde 57- Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.
Madde 64 – Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.
Madde 66 – Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. ( altını defalarca çizebilirim.)

Madde 69- Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir.
Madde 73 – Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.
Madde 138 – Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.
Madde 139 – Hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz;
Madde 174 – Anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin laiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılap kanunlarının, Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz: ( Tevhidi Tedrisat Kanunu; Şapka İktisası Hakkında Kanun; Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun; Türk Kanunu Medenisiyle kabul edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair medeni nikah esası ile aynı kanunun 110 uncu maddesi hükmü; Beelmilel Erkamın Kabulü Hakkında Kanun; Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki hakkında Kanun;Efendi,Bey,Paşa gibi Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına dair Kanun; Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun.
Evet... Yasaların Ana'sı Anayasa'mızdan seçme metinleri içeren bu satırları her türk vatandaşı saklamalı. Hatta çerçeveleyip duvara asmalı. Neticede biz vatandaşlar bu metinlere uymak zorunda ve seçtiğimiz yöneticilerimizin de eleştirme hakları olsa da 'yeminleriyle uygulamak zorunda.'
Derin saygılarımla.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?