Büyükşehir Belediye Başkanımız Bursa' nın batıya gelişeceğini yeniden dillendirdi. Sözü edilen gelişmenin yatay gerçekleşmesi için planlama yapacaklarını açıkladı.
Son bir yılda 'yatay planlama, batıya gelişme ' ifadelerini gerek yerel gerek genel ölçekte çokça duyduk.
Yıllarca bazı seçkin vatandaşlara imar haklarının onlarca katı izinler verildikten sonra bu noktada çok sert bir fren görüyoruz.Yatay yapılaşma tercihiyle kentleşme sorunları çözülecek midir? Sanmıyoruz...
Bir hassas konu var, İstanbul-Bursa ilişkisi. Bursa' nın İstanbul' a yakınlığı bazı avantajlar yarattığı gibi dezavantajları da beraberinde getirmiştir. Gölgede kalan bir Bursa, İstanbul' un bir üretim üssüdür. Bursa İstanbul' a çalışır, İstanbul ve Bursa' nın ulaşım altyapısı kendiliğinden entegre olmuştur. İstanbul yaşanmaz hale gelmiş bir dünya incisidir. Bursa' da hızla İstanbul ' un kaderini paylaşma yolunda ilerlemektedir. Düzensiz sanayileşen ve bir sınıra hapsolmuş vaziyettedir.
Sanayinin batıda merkezileşmesi doğru adımdır. Bu yeni sanayi merkezinin Bursa İzmir otobanına bağlantı yapılması da.
Geçtiğimiz sene Başkan Karacabey sınırlarında uydukent projesinden bahis ettiği hatırlıyoruz. Bu projenin de doğru bir iş olduğuna inanıyoruz.
İlaveten Ketendere' ye yapılması düşünülen ancak büyük tepki çeken liman projesine de Bursa' nın ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.
Açıklayalım... İstanbul' da mevcut haliyle üretim yapılması artık rantabıl değildir. Zorlama bir iştir ve ülkemizin rekabet gücünü azalmasına neden olmaktadır. Ulaşımın bu kadar zor olduğu maliyetlerin katlanarak arttığı bir yerde üretim olmaz. İstanbul' un turizm, hizmet sektörü merkezi olabilir.
Sanayi üretimi doğal olarak Bursa gibi şehirler kaymak durumundadır. TOSAB, Deri OSB, TEKNOSAB ve KOTİYAK ' tan oluşan yeni sanayi merkezi belki de bu yeni ihtiyaca cevap veremeyecektir. Bu noktada yeni bir sanayi planlamasına gereksinim olabilir.
Bitmedi, Bursa' yı yeni sanayi baskısının getirdiği nüfus baskısından kurtarmak için sözü edilen uydukentten daha büyük bir planlama yapılmalıdır. Ketendere marifetiyle denizden, İzmir otobanıyla karadan ulaşım imkanı olan kendi kendine yeten, ister yatay ister dikey bir yeni şehir kurulmasından söz ediyoruz.
İstanbul ve Bursa kendi kaderlerine terk edilmeye devam edilirse bu güzel coğrafya geri dönülmez tahribata uğrayacaktır.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?