Merakla baktı öteki. Anlamaya çalıştı. Anlayıp ne yapacak? Derdine derman mı olacak? Kendine ders mi çıkaracak?
Malzeme dedi, beni de malzeme yapacaksın, meramını göz bebeklerine getiren beriki..
Sanatçıydı, ilham alıyordu her şeyden meraklı. Ama malzeme birine mal olurken, ötekine maloluyordu işte.
Herkesin bir hikayesi var, başka hikayelerle harmanlanan.
Parklarda yatan onlarca göçmen.. Köşe başlarında savaşın izleri.
Bakınca kimisi, köklerini anımsıyor. Gidip konuşası geliyor. Ya da kimisi, güncel olan bir şeyleri gördüğünden heyecanlanıyor.
Onun gözlerinde tutunacak bir dal arayışı, kime baksa onu görmek istiyor.
Ne kadarı sohbetlerine malzeme yapmak için bakıyor meraklıların, ne kadarı tutunacak bir dal olabilmek niyetiyle?
Meramını anlatmaya çalışan insanın enerjisi, hepsine yeter mi?
Kimlik diyor birisi. Tam da sohbetin iyi yerinde. Merak ya.. Öteki atlıyor.. Meramını anlatacak. Ama merak bu, bitiyor. Bu merak bazen bir ömrü peşinden sürüklüyor.
Kaynağından fışkıran umutları geri koymak kolay mı?
Aşk diyor herkes sonra kolay kolay..
Kan bağı aşkı
Hormonların aşkı
İnsan aşkı
Doğa aşkı
Evrensel aşk
Can yangını.. Aşk can yakıyor.
Malzeme olur mu hiç?
Hüzün...
Düşün, düşün.
Merak.. Meram...
Merhamet...
Ne çok var bu mer'etten...
MER': Ot, çok olmak
MER'A: Aynalar
MER'ABE: Ansızın olarak birdenbire korkutmak
MER'ABE: Tenha ve korkunç yer
MER'E: Kadın. Zen
MER'UB: Ürkmüş, korkmu
MER'UBEN: Ürkerek, korkarak, korku ile
MER'Î : Görmeye ait. Görünür olan. Gözle görülen. Manzara
MER'İYYAT : Gözle görülen şeyler
MER'İYYET: Mer'î oluş. Makbul olma. Muteber olma. Hükmü geçer olma
MER'İ Yürürlükte olan, geçerli
MER'İYET: Yürürlük
A'MER: Yaşlı kişi. İhtiyar
MA'MER: Geniş menzil
MÜSTA'MER: Müstemleke, sömürge
MÜSTA'MER: Muhacir yerleştirilerek imar edilen yer
(https://www.seslisozluk.net)
Lafın gelişi "meret" dedik, "can sıkıcı, uğursuz, kötü şeyler" değil elbette bahsettiklerimiz..
Şükür yaradana, yaşatana.
En önemlisini atlamadan..
Mer'tçe...
Sevgiyle kalın.
