Biliyorsunuz, 2015 yılı sona ererken, bizim de dahil olduğumuz, dünya ülkelerinin liderleri Paris'te masaya oturdu ve yerkürenin ve insanlığın önündeki büyük felaketi, iklim değişikliğini önlerine açtılar. Uzun müzakereler sonucunda, ülke ekonomilerini ve halklarının yaşam biçimlerini belki çok dar boğazlara sokacak kararlar aldılar ve bu kararlarını, yerkürenin ve insanlığın sürdürülebilir olma yollarının çizildiği 'Paris Taahhütnamesi'' adı altında imzalayarak yürürlüğe koydular.
Bu evrensel taahhütnamenin imzalanmasından tam üç yıl sonra, geçen hafta, atmosfere en fazla sera gazı pompalayan ABD ve Çin de dahil olmak üzere, dünyanın 200 ülkesi, Polonya'nın Katowice kentinde yeniden masaya oturdular. Bu toplantıda konuşulanları ve bizim son günlerde, sağlığımızı tehdit ediyor, diye şikayet ettiğimiz hava kirliliği ile ilgili değerlendirmelerimi gelecek hafta yapacağım.
Şimdi, Katowice toplantısına katılan o 200 dünya ülkesi sorumlularının önünde konuşma yapan, 15 yaşındaki
İsveçli bir kızın tüm dünyaya seslenişini değerlendirmenize sunuyorum;
'Adım Greta Thunberg, 15 yaşındayım ve İsveç'ten geliyorum.
Burada iklim adaleti için konuşuyorum.
Birçok insan İsveç'in sadece küçük bir ülke olduğunu ve ne yaptığımızın önemli olmadığını söylüyor. Ancak ben fark yaratmak için hiçbir zaman küçük olmadığımızı öğrendim. Ve eğer biz, birkaç çocuk olarak, okula gitmeyerek, burada söylediklerimizle dünyanın dört bir yanında manşetlere çıkabiliyorsak, gerçekten istersek neler yapabileceğimizi hayal edin. Tabii bunları yapabilmek için de, ne kadar rahatsız edici olursa olsun, açık konuşmak zorunda olduğumuzun bilincindeyiz.
Siz sadece hiç bitmeyen yeşil ekonomik büyümeyi konuşuyorsunuz, çünkü popüler olamamaktan korkuyorsunuz. Oysa yapılması gereken tek şey imdat frenini çekmek iken, bizi bu hale getiren aynı kötü fikirlerle ilerlemekten söz ediyorsunuz. Siz çocuklara bırakacağınız şeyin böyle bir yük olduğunu itiraf edebilecek kadar bile olgun değilsiniz. Oysa popüler olmak benim umurumda bile değil, iklim adaleti ve yaşayan bir gezegen umurumda.
Oldukça az sayıda insan muazzam miktarlarda para kazanma fırsatlarını kaybetmesin diye medeniyetimiz feda ediliyor. Benimki gibi ülkelerde yaşayan zengin insanlar lüks içinde yaşayabilsin diye biyosferimiz feda ediliyor. Birkaç kişinin lüksünü ödeyen şey, birçok kişinin acısıdır.
2078de 75. Yaş günümü kutlayacağım. Çocuklarım olursa belki de o günü benimle geçirecekler, belki bana sizi soracaklar, belki harekete geçmek için hala vakit varken neden hiçbir şey yapmadığınızı soracaklar. Çocuklarınızı her şeyden çok sevdiğinizi söylüyorsunuz ama onların geleceklerini çalıyorsunuz.
Politik olarak neyin mümkün olduğunu konuşmak yerine, yapılması gerekenlere odaklanmadığınız sürece umut yok. Bir krizi, kriz olarak ele almadıkça çözemezsiniz.
Fosil yakıtları yerin altında bırakmanız ve dürüstlüğe odaklanmanız gerekiyor. Ve bu sistemin içerisinde çözümlerin bulunması imkansız, belki de sistemin kendini değiştirmeniz gerekiyor.
Buraya, umursasınlar diye, dünya liderlerine yalvarmaya gelmedik. Bizi geçmişte görmezden geldiniz ve yine görmezden geleceksiniz. Ama bahaneleriniz tükendi ve zamanınız da tükeniyor.
Buraya, hoşunuza gitse de, gitmese de, iklimdeki değişimin geleceğini haber vermeğe geldik.
Gerçek güç insanlara aittir.
Teşekkür ederim.''
Düşünün bu konuşmayı, dünya ülkelerinin ve dünya şirketlerinin karar mekanizmalarının başındaki kişiler karşısında, iklim değişikliği felaketinin gelmekte olduğunun farkında olan, 15 yaşında bir kız çocuğu yapıyor.
Biz acaba ne zaman ve nasıl, kirli hava sağlığımızı tehdit ediyor, serzenişinden, kirli hava hızla bu topraklar üzerindeki yaşamımızı tehdit eden iklim değişikliğine bizi sürüklüyor, kavramına dönüşebileceğiz???
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?