Biyoteknoloji, sadece rekombinant DNA moleküllerinin oluşturulmasını değil, aynı zamanda bu moleküllerin kopyalarının veya klonlarının da elde edilmesini temin için replikasyonlarını gerçekleştirmesini sağlar.
Diyabet tedavisinde kullanılmak üzere, insülünün ilk defa rekombinant DNA teknolojisi ile elde edilmesi, büyük bir başarı sağlamıştır. Böylece, diyabet tedavisinde kullanılmak üzere saf bir gen ürünü sürekli elde edilebilmektedir.
Rekombinant DNA, doğal olarak birlikte olmayan DNA moleküllerinin birleştirilerek yeni ve yapay bir kombinasyonunun elde edilmesini ifade eder.
Rekombinant DNA teknolojisi, bir genin sınırsız sayıda izolasyonu için bir araçtır. Rekombinant DNA ve gen klonlama teknolojisi, genlerin organizasyonu, yapısı ve ifadesiyle ilgili araştırmalarda kolaylıklar sağlar. Rekombinant DNA teknolojisinin kullanılması, insan genomunda kullanılan 100.000 kadar genden sadece birinin izole edilebilmesini, tanımlanmasını ve bu genin klonlanmış DNA molekülleri halinde elde edilmesini sağlar.
Klonlama, iki eş kopya yapmak demektir. DNA klonlama, büyük bir kromozomdan özgül bir gen veya DNA parçasının ayrılarak taşıyıcı küçük bir DNA molekülüne bağlanması ve sonra bu değişen DNA'nın binlerce, milyonlarca kez kopyalanmasıdır. Böylece, hem hücre sayısı ve hem de klonlanmış DNA'nın her bir hücrede çoklu kopyalarının meydana getirilmesi gerçekleşmektedir. Sonuç, özel bir gen ya da DNA parçasının sayısının seçici olarak artırılmasıdır.
Bu ve benzer görevleri yapmak için kullanılan yöntemler topluca rekombinant DNA teknolojisi veya daha resmi olarak genetik mühendislik olarak belirtilmektedir.
Biyolojik materyal; genetik bilgi içeren ve kendi kendine üreyebilen ya da bir biyolojik sistemde üretilebilen herhangi bir materyali ifade eder (SMK m. 3 /1.c).
Bitki çeşitleri, modern biyoteknolojik yöntemlerin yanı sıra, geleneksel yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Teknoloji, sistematik bilgi demektir. Yeni bitki çeşitleri de sistematik bilgiden ibarettir.
Buluş niteliği taşımasına karşın geliştirilen bir bitki çeşidi ya da hayvan ırkı, çifte koruma sağlanmaması amacıyla patent kapsamı dışında tutulmuştur. Ayrıca, bunların üretiminde kullanılan esas olarak biyolojik olan işlemler, yani çaprazlama ya da seçme gibi tamamen doğal süreçler, buluş niteliği taşımadığından patent kapsamının dışındadır (SMK m.82/3. b).
Mikrobiyolojik işlem; mikrobiyolojik materyal içeren, mikrobiyolojik bir materyalle gerçekleştirilen veya sonucunda mikrobiyolojik materyal oluşan herhangi bir işlemi; esas olarak biyolojik işlem melezleme ya da seleksiyon gibi tamamen doğal bir olaydan oluşan bitki veya hayvan üretim usulünü ifade eder (SMK m.82/5).
Gen tedavisinin üzerinde durulması gereken ve pek çok tartışmaya sebep olan konusu, etik (ahlaki) sorunudur. Düzenleyici kurallar, gerek mevcut çalışmalar gerekse geleceğe dönük araştırmalara ilişkin gen tedavi deneyleri somatik hücreleri esas alan bir sınırlama getirmektedir. Bu konuda çeşitli ülkelerde konuyu düzenleyen etik kurallar kabul edilmiştir.
Gen tedavisinin çözümlenmemiş ahlaki sorunlarından ötürü, henüz tam onay almayan iki yaklaşımı daha vardır. Birincisi; germ hücrelerinin (sperm ve yumurta hücresi gibi gametlerin oluşumunu sağlayan hücreler) ya da olgun gametlerin hedef alındığı eşey hat (germ line) tedavisidir. Bu yaklaşımda, düzeltilmiş DNA, bireyin kendi eşey hücreleri de dahil, genetik olarak değiştirilmiş gametin oluşturduğu tüm hücrelere katılacaktır. Bu, gelecek kuşaklardaki pek çok bireyin kendi rızaları dışında bu olgudan etkilenmesi demektir. Bu ahlaki midir? Gelecek kuşaklar için bu kararı verme hakkımız var mıdır? Akıllardaki endişeler, potansiyel yararlardan daha fazladır ve bu tür araştırmalar yasaklanmıştır.
İkinci tip gen tedavisi, daha büyük ahlaki tartışma doğurmaktadır ve istenilen özellikte bir insan yaratma gücünü artırabilen kuvvetlendirilmiş gen tedavisi adı verilen yaklaşımdır.1
Gen tedavisinde düşünülen bu uygulamanın toplum ve bilim çevrelerinde tartışma doğurduğu ve ortak bir karara varıldığını söylemek zordur. Bununla beraber, çoğunluk görüşte olanlara göre, böylesi bir gen tedavisi sadece genel ahlaka değil, giderek kamu düzenine de aykırı olacaktır. Örneğin; uygun yolla istenilen gen belirlenip, klonlama suretiyle bir zekanın gücünü artırma söz konusu olduğunda hangi sorunlar ortaya çıkar?
Herşeye rağmen, yine çoğunluk görüş sahiplerince, kuvvetlendirici gen tedavisi ve eşey hat gen tedavisinin onaylanmaması gerektiği ifade olunmaktadır. Bu anlayış, kanun koyucu tarafından da benimsenmektedir. Nitekim, SMK m.82 (3.d) madde bendi hükmünde belirtilen; 'İnsan klonlama işlemleri, insan eşey hattının genetik kimliğini değiştirme işlemleri, insan embriyosunun sınai ya da ticari amaçlarla kullanılması, insan ya da hayvanlara önemli bir tıbbi fayda sağlamaksızın hayvanlara acı çektirebilecek genetik kimlik değiştirme işlemleri ve bu işlemler sonucu elde edilen hayvanlar' konulu buluşlar patent verilerek korunmazlar. Diğer bir anlatımla, kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı bulunması nedeniyle, insan klonlama işlemleri, insan eşey hattının genetik kimliğini değiştirme işlemleri, insan embriyosunun sınai ya da ticari amaçlarla kullanılması, insan ya da hayvanlara önemli bir tıbbi fayda sağlamaksızın hayvanlara acı çektirebilecek genetik kimlik değiştirme işlemleri ve bu işlemler sonucu elde edilen hayvanlarla ilgili buluşlar patent koruması dışında tutulmuştur.
Gülen yüzlerin ağarması ve aydınlık geleceğiniz
olması dileklerimizle saygılarımızı sunarız.
(1) William, age., s. 588 - 589
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?