USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Sona yaklaşırken

26-02-2019

Ağustos atağının en korkutucu günlerinde henüz krizi başlatacak düşüşün gelmediğini, yaşananın öncü bir sarsıntı olduğunu yazmıştık.Sonrasında 'Bu kriz değilse, peki yaşadığımız nedir?'şeklinde sorulara muhatap kaldığımızı hatırlıyoruz.Tabi bir sıkıntı yaşandığını yadsıyacak değiliz ancak 2003' ten gelen yükseliş yapısı henüz tamamlanmış değildir. Yükseliş 2003-2007 yılları arasında bir güven oluşturdu. 2008 yılına geldiğimizde toplumun büyük çoğunluğunun beklentisi pozitife dönmüştü.İnsanlar geleceğe olumlu bakıyor ve risk alıyordu. 'Nasılsa ödeyebilirim' diye kredi alıyor, canları istediği gibi para harcıyordu.
İşte tam bu kendine güvenin tepe yaptığı noktada 2008'in Ağustos ayında ani bir kırılma yaşandı. Kimsenin beklemediği anda çok sert bir düşüş yaşanıyordu.
Küresel düzeyde panik yaşandı.Sıkıntının merkezi ABD'ydi, bir şekilde bu problemli dönem kısa sürede geride kaldı. Global toparlanmadan yerelde herkes kendi payına bir şeyler almaya çalıştı. Oysa küresel yükseliş yapısı henüz olgunlaşmamıştı, olay bundan ibaretti.
Sonrasında risk iştahı katlanarak arttı.'Bundan sonra artık kriz olmaz' anlayışı tamamen kabul gördü,kredi kullanımı küresel ölçekte çılgınlık seviyesine yükseldi.Ve bugünlere geldik.
Tüm bu hikaye içinde önemli husus yaklaşık on altı yıllık küresel yükselişin içinde Türkiye' nin konumudur.
Türkiye yaptığı harcama ve kullandığı kredilerle küresel balonun bu noktaya kadar şişmesine büyük katkı sağlamıştır.
Dünyada ekonomisinde bir küresel riskten bahis ediliyorsa, Türkiye bu durumun odak noktasındadır.
Sona yaklaşırken geçmişi bir defa daha kayıta geçirmek istedik.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?