Yıllarca hükümet korkusuyla insanlar yönlendirildi. Tek başına hükümet olmazsa kriz olacağına ve -borçlanmaya bağlı sağlıksız- gelişmenin duracağına herkes inandırıldı. Uzun bir süre seçmen ifade edilen bu mantıkla kıskaca alındı. 7 Haziran gecesi bazı mecralar kriz çığırtkanlığı yapıyordu, onlara göre 8 Haziran sabahı Türkiye ekonomisi krize merhaba diyecekti. Takip eden zaman diliminde daha kötü haberleri birbiri ardına almaya başladık; hükümet kurma arzusunda olmayan siyasilerin çoğunlukta olduğu bir siyasi atmosferi takiben hala nasıl başladığı anlatılamayan bir terör-şiddet dönemine girildi.
Sürekli şehit haberlerini aldığımız, terör faaliyetlerini duyduğumuz bir süreçten geçiyoruz.
Ülkemiz böylesine daha önce şahit olmamıştı.
Ancak insanımızın tüm olumsuzlukları dikkate almadığı görülmektedir. Son açıklanan rakamlara göre vatandaşlarımız her geçen gün daha fazla borçlanmaktadır.
Borçlanma hızındaki artış tarihi rekorlara işaret etmektedir. Konut satışları dur durak bilmemekte, tatil mevsiminde astronomik fiyatlar söz konusu olsa da otellerde boş yer bulunamamaktadır. Daha önce hiç görülmemiş şekilde sahil yollarına giden karayollarında trafik durma noktasına gelmektedir. THYnin neredeyse tüm uçuşları overbook olmaktadır.
Sıralanan bu ekonomik hususlar ülkede hükümet yokken ve dış basında Türkiyede bir iç savaş var manşetleri atılırken yaşanmaktadır.
Peki, bu tabloyu karşımıza koyarak Türk insanının umursamaz olduğu savunulabilir mi?
Kesinlikle hayır
Ülkede can sıkıcı gelişmeler yaşansa da hala toplumsal psikoloji olumludan olumsuzluğa dönüş yapmış değildir. Sözü edilen bir psikolojik ortamda ne olursa olsun toplumun eğilimi değişmeyecektir. Kısa geçmişimiz bir laboratuar gibi bize önemli çıkarımlar sunmaktadır. Toplumsal duyguların gücü hayatımızı şekillendirmektedir. İsterse aylarca hükümet kurulmasın bunu sorun etmeyecek bir toplumsal psikoloji etkinse görüldüğü gibi borçlanmada rekor kırar, konut satışları da patlar.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
