Gururumuz,
O, çok
O, kırıla kırıla
Koruduğumuz.
Gülten AKIN (1933-2015)
Geçen hafta, İstabul Havalimanı'nda yaşanan bir olay hepimizi derinden üzdü. Kendini çok önemli biri olarak görme hastalığına yakalanan ve problemli olan bir kadın yolcunun, kontuarda görev yapan hemcinsine karşı dile getirdiği hakaretler yenilir yutulur cinsten değildi.
Bodrum'a gitmek için Atlas Global Havayolları'ndan bilet alan bu yolcu, uçak geciktiği için, check in kontuarında görev yapan ve tüm havayollarına yer hizmeti veren Çelebi Hava Servisi'nin görevlisi Tuğçe'den terbiyesizce ve kırıcı kelimelerle hesap sormaya kalkışır. Oysa, hesap soracağı kişi, Atlas'ın orada olması ve ona cevap vermesi gereken süpervizor'üdür. Bu tartışma başladığı anda, onun olaya müdahil olup yolcuyu hemen bilgilendirmesi ve sakinleştirmesi gerekmekteydi. Ama onun yerine, yine gri üniformalı başka bir (erkek) Çelebi çalışanı devreye girip, çalışma arkadaşını geri gelmesi için uyarıyor. Böylece haklı iken belki de haksız duruma düşmesini de önlüyordu ve krizi tırmandırmıyordu.
Olay havalimanı polisine kadar gidiyor ancak ne hikmetse, o anda bu yolcuya uçma yasağı getirilemiyor. Havacılığın otoritesi Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü olaya anında el koyup bu yolcuyu kara listeye alabilirdi. Atlas Global, Bodrum'a uçurmaması gerektiği bu yolcuya dönüş parasını geri ödeyerek kara listesine alıp, çok yerinde ve doğru hareket sergiledi. Fakat, bu yolcu gittiği yerde tabi mahsur kalmadı ve bir başka havayoluyla geri döndü. Ben olsam, hukuki sonucu ne olursa olsun bu yolcunun gidişini önler ve dönüşte de asla hiç bir uçağa almazdım.
Açılan dava hakarete uğrayan personelin tüm yasal haklarının yanı sıra, bir insan olarak kırılan gururunun ve rencide olan kişiliğinin onarılmasını da içermeli.
Maddi ve manevi tazminat gibi...
Önce işini kaybetme korkusu yaşayan, sonra da bu olay büyüyünce ne yapacağını şaşıran bu arkadaşın imdadına önce sosyal medya yetişti dersek doğrudur. Şayet bu olayın görüntüleri çekilmeseydi, vicdan sahibi merhametli insanlar bu genç hanıma sahip çıkmasaydı bu olay da diğerleri gibi vaka-i adiyeden olup unutulup gidecekti. Köklü bir şirket olan Çelebi, elemanına sahip çıktıysa da şirketin çok duyarlı bir kadın olan patronu Canan Çelebioğlu'nun ortaya çıkıp, bu konuda Tuğçe Hanım'ı kamuoyu önünde sahiplenmesi gerekirdi diye düşünüyorum. Tuğçe'ye küfürler eden bu aptal kadının nasıl bir cezaya çarptırılacağını sabırsızlıkla bekliyoruz.
Ne yazık ki, Türk toplumunda havacılık kültürü tam oluşmuş değil. Üç kuruş para ile uçağı satın aldığını sanan bir çok insan ile yan yana seyahat etmek zorundayız. Havalimanlarına girdiklerinde, güvenlik görevlisine veya polise kafa tutamayan bu saldırgan ve hastalıklı ruha sahip yolcuların ilk olarak yolcu hizmetlerinde görev yapanlara kafa tutup, hakaret edip darp ettikleri artık alışılmış bir gerçek.
Geç kalıp uçağı kaçırır bağırır, 100 kilo bagaj ile gelir para vermemek için yalan söyler, dahası haklıymış gibi terör estirir.
Uçağın gecikmesinin haklı sebeplerinin olabileceğini öğrenmeden ucuz laflarla bilip bilmeden görevlilere veryansın eder.
Terminal görevlilerden hıncını alamayan bu tip sorunlu yolcuların hedefinde daha sonra kabin görevlileri vardır. Kokpitte korunaklı bir yerde olan pilotlar bu gibi embesillerin saldırılarına hedef olmaktan kurtuluyorlar. Gelin görün ki, kabin amiri ve kabin memurları da her zaman böylesi nahoş olaylarla karşılaşıyorlar. İçki içerek uçağa zil zurna sarhoş binen, yanındaki yolcuları rahatsız eden, uçakta uyulması gereken kurallara uymayan bu yolcular her zaman baş belası olmaktadırlar. Hep sabırlı olup, kendilerine yapılan olumsuz davranışları bile sineye çeken deneyimli kabin ekipleri övgüyü hak etmektedirler.
Fakat, artık giderek artan bu tür olayların önlenebilmesi için havacılıkta kural koyucu ve de denetleyici konumunda olan, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ve önleyici durumunda olan Emniyet Genel Müdürlüğü'nün (EGM) talimatlarının tavizsiz uygulanması şart olmuştur.
Bu talimatlarda Kural Dışı Yolcu (Unrully-Asi Yolcu) veya Düzensiz Yolcu-(Disruptive) diye tanımlanan bu tip yolcular için çok sıkı yaptırımların hayata geçirilmesi önleyici ve caydırıcı olacaktır diye düşünüyorum. Bir de adlarına, İNAD-İnadmissible Passenger İstenmeyen Yolcu (Gitmek istediği ülke tarafından girişine izin verilmeyen yolcu) ve Deporte Yolcu- (Bir ülkeye yasal veya gayriyasal şekilde giren, ancak kalması sakıncalı olan yolcu) denilen insanlar var ki, bunlara biraz daha insani boyutta bakmak çok da büyük sorun olmaz diye düşünüyorum. Özellikle, siyasi mülteci olarak konumlandırabilecekler gibi.
Bakınız, ne gariptir ki en büyük şirketimiz Türk Hava Yolları (THY), kabin memuru olmak isteyenlere, uçakta olay çıkaran bu kural dışı veya asi yolculara karşı nasıl müdahale edeceği konusunda eğitim bile veriyor. Kabin memurlarına, kendilerini gelecek saldırılardan korumak ve yolcuların da huzurunu sağlamak için bu saldırganlara karşı yakın dövüş teknikleri öğretiliyor.
Psikolojik problemi olan ve sürekli sorun çıkaran yolcuya kabin memuru önce 'Uluslararası havacılık kurallarına göre suç işliyorsunuz' diyerek uyarı yapar, yolcu problem çıkarmaya devam ederse 'Sizi uçağın arkasına almak zorundayız. Yolcuların huzurunu kaçırmaya hakkınız yok' diye ikinci bir uyarı yapar. Tüm bu uyarılara rağmen sorun çıkarmaya devam eden yolcu, kabin memurunun üzerine yürüyüp, şayet saldırırsa diğer hostesler devreye girer. Yolcu önce zapt edilir, eline plastik kelepçe takılır. Diğer yolcuları rahatsız etmeyecek konumda (arka sıralarda) bir koltuğa oturtulur. Taşkınlığa devam edip direnen yolcunun başı tutularak öne eğilir, koltuğunun arkasına yastık konulur. Böylece kaçmak isterken kendine zarar vermesinin önüne geçilir. Son aşamada ise bu tip yolcu bel hizasından plastik kelepçe ile bağlanır ve uçak inene kadar bu konumda tutulur.
Bu yolcuya, kabin görevlileri sık sık bir ihtiyacı olup olmadığını sorar, onu rahatlatmak için sohbet ederler.
Uçak indikten sonra sorunlu yolcu kabin görevlilerinin kontrolünde aşağı indirilir ve havalimanındaki güvenlik görevlilerine teslim edilir. Şayet sorun uçakta bitmez, yolcu uçaktan inmemek için direnirse güvenlik görevliler uçağa da çağrılabilir.
Uluslararası Havayolu Taşımacılığı Birliği (IATA), uçakta olay çıkaran yolculara hapis cezası verilmesi için ortak yeni bir düzenlemeyi hayata geçirdi ve düğmeye bastı. Hazırlanacak ortak mevzuat, uçak magandalarını hapis cezasına çarptıracak cezalar getirecek. Dünya genelinde her yıl bu türden 10 bine yakın olay meydana geliyor ve bu olaylar yıldan yıla giderek de artıyor. Bu gibi olaylar sonucu şirketler 5 milyar dolara yakın parasal kayba da uğruyor. 1963 Tokyo Konvansiyonu yetersiz kalınca, ardından Montreal Protokolü hayata geçirilerek konuya karşı daha etkin önlemler alınması için adımlar atıldı.
Artan terör olaylarıyla birlikte havalimanı ve uçak içi güvenliği artık başlı başına önemli bir konu olarak karşımızdadır. Kurallara uymak ve sorun yaşamamak için tüm yolculara da görev düşmektedir.
Yerel otoritelerin, Birleşmiş Milletler Teşkilatı'na bağlı olan ICAO- Uluslararsı Sivil Havacılık Teşkilatı'nın aldığı bütün kararları eksiksiz yerine getirmesiyle ancak sorunsuz seyahatler yapılabilecek.
İyi uçuşlar Türkiye'm...
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?