Yani baktığımız ve beğendiğimiz her ne ise övgüyü hak eden o değil, onu vücuda getirendir. Yaratılmışlar bahanedir, Yaradan’ı anlamak ve sevmek için. Her şey onun eseri, her şeyde onun izi. O yüzden yaratılmışı çekersek aradan onu yaratanla yüz yüze geliriz.
Kul, kulu amaç değil araç edindiğinde özüne ulaşır. Her şey onu anlamak için bir basamak. Çocuğuna diyorsun ki, “sen benim her şeyimsin”, eşine diyorsun ki “sen olmazsan ölürüm”, ana babana diyorsun ki “sana bir şey olursa yaşayamam”, sevdiklerine diyorsun ki “yaşama sebebimsin, nefesimsin”
Ama değil işte, öyle değil. Yaşama sebebimiz de nefesimiz de gayemiz de her şeyimiz de Yaradan’dır. Sevdiğimiz her şeyi bize veren odur. Her şey, ona ulaşmak, onu anlamak, onda erimek ve yok olmak için bir araçtır, bir vesiledir.
Onun, her şeyin başlangıcı ve sonu, alfası ve omegası, ezeli ve ebedi olduğunu tam idrak ettiğinde bünye, göz de gönül de ondan başkasını görmez oluyor. Hayatiyet bitiyor, çene bağlanıyor ve beden toprakta çürüyor. Yani? Yanisi bu… Bir rüya. Bu rüyada tüm sevdiklerimiz de bir görünüp bir kaybolan resimler. Hayaller. İllüzyonlar. Gerçek hayatta dirilmek için şimdi ölmeye razı geliyoruz. Gelmeliyiz. Bu hayat koskoca bir yanılsama. Bu kanyonlar, manzaralar, şelaleler, meyveler, insanlar, çiçekler elbette boşuna yaratılmadı. Bu dünyadan da kâm almak güzel, elbet alacağız, yaşayacağız, keyif süreceğiz, ama gayeyi unutmadan…
En güzel kişisel gelişim kitabı Kur’an-ı Kerim’dir. En iyi detoks ve arınma disiplini oruçtur. En iyi meditasyon tekniği namazdır. En iyi manevi yolculuk Kabe’nin etrafını tavaftır. Ferrasini Satan Bilge’yi okumak, ıspanak kürü, yoga ve Hindistan yolculuğuna verilen ehemmiyeti, içinde olduğumuz İslamiyet ritüellerine verebilseydi herkes hem bu dünyayı yaşarken mutmain hem de hakikat dünyası için hazırlıklı olurdu, hala da olabilir. Aldığımız her nefes, her yeni başlayan gün, her çıkmamış can bir şanstır.
Baktıkça derinleşen ve mana kazanan İslamiyet, bu coğrafyanın tamamının net olarak göremediği bir kurtuluş aslında.
Safsata, uydurma, masal olamayacak kadar hakiki ve sağlam bir kemerdir İslamiyet. Yeter ki doğru kaynaktan ve doğru yorumlayanlardan feyz alınsın.
Hayırlı, mutlu, bereketli ramazanlar…