En basit sözlü tartışmalar bile cinayete kadar gidiyor...
Herkes cinnet derecesinde...
İnsanlar birbirlerine nasılsın derken bile artık korkuyor...
Çünkü hiç kimsede huzur ve mutluluk kalmadı...
Komşunun komşuya, annenin evladına, evladın babaya sabrı yok...
Devir teknoloji devri, herkes herşeyi hemen istiyor.
Beklemek,merak etmek, arzulamak ve elde edince değerini bilmek yok.
Doyumsuzluk hat safhada.
Çok hızlı elde edip çok hızlı tüketiyoruz.
Yeme alışkanlıklarımız gibi tüketip unutuyoruz.
Sonra hadi yenisi gelsin diye bekliyoruz.
Kolay elde edilen lezzeti de kendisi gibi ne akılda ne de damakta kalıyor.
Hafızanızdaki tek şey doyup doymadığınız.
Zevk, huzur ve mutluluk bekleyişte...
Hoş karnımız doysa gözümüz aç, aklımız aç egolarımız ise çok çok aç...
Herkes dayandı kredi kartlarına...
Sonra mı? Kartlar patlar borç içinde yüz...
Ama tatilde plajdaki fotoğraflarını paylaşmaktan geri kalmazlar, hele ki o borçlarla yedikleri yemekleri...
Bakalım nereye varacak bu açlığın getirdiği görgüsüzlükler...
En son geçtiğimiz bayramda kestiği hayvanı yüzerken paylaşanlara inanamadım. Zaten kurbanı kesip kendi dolaplarına doldurmak da ayrı bir komedi...
Hele bir de kestiği kurbanın kanını alnına sürenler vardı ki, öz çekimlere bakarken şahsen ben kendimden utandım...
Ama olsun millet kesti diyecek ya, gösteriş olacak ya...
Tabii ki bize allah kabul etsin demek düşer...
Ama millet için değil kendi ibadetin için kestin unutma...
Görgüyle kalın...