Geçen ayki Büyükşehir Meclis toplantısına katılan meclis üyelerinin masalarına, Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık tarafından birer adet deveci armudu konmuştu, toplantı sonunda söz alarak bu armudun Türkiye'ye giriş hikayesini özetlemiştim.

Bir hafta sonra Bursa Milletvekili Attila Ödünç Ankara'da, 'Gürsu Armudu Tanıtımı'' konulu basın toplantısı yaptı ve '…Armut üretiminin Gürsu ekonomisine katkısı yaklaşık 200 milyon liradır. İlçemiz tarım alanlarının % 40'ını oluşturan armut bahçelerinde 1300 ailenin yetiştirdiği armutların % 60'ı yurt dışına satılıyor'' bilgisini verdi.
Geçen hafta OLAY Gazetesi köşe yazarı Mustafa Özdal da köşesinde, kendisini bir kasa armutla ziyaret eden Milletvekili Attila Ödünç'ün anlattıklarını bizlerle paylaştı, yazdıklarından benim odaklandığım bölüm, '…Bursa, deveci armudunun üretim üssü diyebiliriz. Öyle ki, ülke genelindeki toplam üretimin yarısı Bursa'dan, bu kentte üretilen armudun % 70'i Gürsu ovasında yetişiyor. İşte böyle topraklara sahip Gürsu. Çapalaması, gübrelemesi, ilaçlaması, sürmesi, seyreltilmesi derken 23 tür işlemden sonra sofralarımıza geliyor bu lezzetli meyve. Ancak üretici bin bir emek vermesine rağmen, ya düşük karlar elde ediyor, ya da para kazanamıyor. Çare ne peki? Köylünün Kooperatifleşmesi…''
Bunları okurken HAYRETLER İÇİNDE KALDIM, kimse AĞAKÖY'ün adını ağzına almıyor, oysa anlattıkları her şey Ağaköy'de doğdu ve de Ağaköy'den fışkırdı, halen de fışkırmaya devam ediyor, hem de onlara bol para kazandırarak, onları zengin ederek, gelin aşağıdaki hikayeyi okuyun ve siz değerlendirin;
Evet bu armudu Türkiye'ye ilk getiren, ilk üreten ve tarımdan zengin olmanın gözde bir modeli ve de gerçekten ağası olan köy, Ağaköy!
140 haneli bir köy, 140'ta otomobili var. Tapuya kayıtlı arazisi 2800 dönüm, zaman içinde satın aldıkları ile 3500 dönüme çıkmış. Göç eden yok, 15 yıldır hiçbir polisiye olay yaşanmamış, her evde içme suyu, kanalizasyon var. Çocuklarının 20'si üniversiteyi bitirmiş, 70'i lise mezunu, halen 100 çocuk il ve ilçe merkezinde okuyor.
Bursa ovasının en zengin köyü, adı zenginliğini vurguluyor, 'Tarımdan zengin olunmaz'' diyenlerin kulakları çınlasın!!!
Peki bu zenginliği nereden geliyor? Tabii ki armuttan, aslında Ağaköy armudun ağası, deveci armudunun ağası, o meşhur iri, sulu, lezzetli armudun.
Eski yıllarda sebze ve meyve yetiştiriciliğinle uğraşan Ağaköylüler, Avrupa pazarlarına satabilecekleri meyve türlerini araştırmışlar, Santa Maria armudunun pazarda çok tutulan, çok gözde bir meyve türü olduğunu keşfetmişler, yıllardır meyvecilikte uzmanlaşmış olmaları onların, bu tür armudu yetiştirmeye dönüşümlerini kolaylaştırmış. Biz de o yıllarda DSİ olarak Bursa Ovası Sulama Sistemini kuruyorduk, o vesile ile bu dönüşümü çok yakın izleme imkanım olmuştu, Avrupa'ya bizzat giderek buldukları, pazarın adeta gözdesi olan bu yeni armut türünü bana anlatmışlardı. Zaman içinde Ağaköy'ün uyanık ve çalışkan halkı, üretimin her adımını doğru öğrendiler ve Avrupa pazarının kabul edeceği kalitede üretmeğe ve ürettikleri armudun % 65-70'ini ihraç etmeğe başladılar, halen de bu ihracat devam ediyor.
Bursa merkezinden 13 km mesafede olan Ağaköy, diğer tüm ova köyleri gibi verimli ve sulanan arazilere sahipler, ama farkları köy bazında bütünleşebilmeleri, taa 1958 yılında kurdukları 'Ağaköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'' çatısı altında bütünleşmişler. Üyelerinin ürettikleri armudun pazarlamasını, ihracatını, aracı olmadan kooperatif yapıyor. Üyelerinin tarım ilacı ihtiyacını gene kooperatif karşılıyor, hem de komşu köylere de piyasadan daha ucuz ilaç temin ederek yardımcı oluyorlar.
Türkiye'nin tarımdan zengin olma yolunda, Ağaköy çok değerli ve etkin bir model, her vesile ile vurguladığım gibi, Türkiye tarım ürünleri ithal eden değil, ihraç eden ülkelerin ön sıralarında koşan bir ülke olma yeteneklerine sahip, hem verimli topraklarıyla, hem dört mevsim iklim koşullarıyla, hem de çalışkan insanlarıyla, ta ki bu değerlerimizi doğru kullanalım ve bütünleştirelim, AĞAKÖY TARIMSAL ÜRETİM MODELİNİ tüm tarım alanlarındaki köylerimize yayalım.
Karar vericilere duyurulur…