Mevsimlerin orta yaşlı güzeli GÜZ gelmek üzere...
İlk gençlik çağları “İlkbahar”;
Enerjik, kendinden emin ve yakıcı güzellikteki yetişkinlik çağı “yaz”
Ağır, kederli, kasvetli ve artık ömrünün sonbaharını yaşayan ihtiyar “kış”
Ve ömrün belki de en güzel çağı olan orta yaş dediğimiz dönemin, mevsimlerin dünyasında kimlik bulmuş hali “güz”
Kırlaşan saçlar, oturan yüz hatları, hayattan alınan tat, farkında olmanın verdiği bilgelik, aydınlanma, huzur ve demlenmiş, kendi rengini bulmuş bir ruh=Sonbahar…
* * *
Geceleri yazdan kalan pikelerin yerini alan ince battaniyeler çıkıyor bakın işte...
Cam silmeye korkuyor kadınlar, zira yağmurun ne zaman serpiştireceği hiç belli değil. Meteorolojiyi bile dinlemiyor zaar.
Nedense kızarmış ekmek kokusu alır burnum hep, sanki sobada kızarmış gibi...
Yazlık kıyafetlerle, sonbaharlıkların devir teslim töreni gardroplarda...
Makyaj renkleri bile değişir.
Fuşyalı, şeker pembeli, nar çiçekli, turkuazlı, cart sarılı ojelerin ve rujların yerini, kırmızılar, bordolar almaya başlar.
Parfümler çiçek notasından, baharatlı, şekerli, baygın notalara döner...
Trençkotlar, yağmurluklar, yağmur çizmeleri sabırsızlıkla dolaptan çıkmayı bekler...
Okul telaşı, kırtasiye alışverişi telaşı, tv’lerde yeni yayın dönemi telaşı, akşam evlerde demlenen ıhlamurlar, patlayan mısırlar, cama vuran pıtır pıtır yağmurda bacaklara çekilen İskoç battaniyelerin altında, elde sıcak bir fincan kahve ile sihirli camda izlenen romantik filmler, ince bir caz müzik hayatın fonunda… Billie Holiday, Ella Fitzgerald, Louis Armstrong söylüyor buğu buğu…
Yazın yüzülen koyların, ince kumun, sarı güneşin yaktığı tenlerin yorgunluğu, en güzel sonbaharda çıkar…
Yaz domatesleriyle yapılmış salçaların, kokusu gitmesin diye yıkanmamış plaj çantalarının, Kleopatra plajının nadide kumlarının içine dolduğu kalın gümüş bileziğin, sıcağın, denizin, sarı saçlı güneşin hülyasıyla uyuklamak kanepede, yeni alışveriş edilmiş kitapların esaretinde…
* * *
Güz durulma vaktidir...
Hüzne, sakinliğe, kızıl yaprakların cumhuriyetine hoş geldik safalar getirdik…