Dünyada her yıl milyonlarca insan kendi yaşadığı yerlerin dışında başka yerleri de gezip görmek için seyahat ediyor. Kimi ucuz yol ve yöntemlerle, kimileri de paranın satın alabildiği en lüks yollarla seyahat ediyor. Ne kadar insan seyahat ediyor, doğrusu öğrenmeye değer.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'nün (UNWTO) yayımladığı 'World Tourism Barometer' raporuna göre 2019'da uluslararası dolaşımda turist sayısı yüzde 3.8 artışla (54 milyon artış)1.5 milyar düzeyinde gerçekleşmiş.
2019 yılında dünya çapında tüm bölgeler turist sayısında az da olsa artış kaydetmiş. Ortadoğu yüzde 8'lik bir artışla başı çekmiş. Asya ve Pasifik Bölgesi yüzde 5, Avrupa ve Afrika yüzde 4, Amerika Kıtası yüzde 4 gibi bir artış kaydetmiş. Bu sayılar çok iyi deyip, liberal bakış açısıyla ekleyelim 'Bırakınız gezsinler, bırakınız görsünler.'
Dünyadaki artıştan biz de nasibimizi almışız. Bu da bizim tesellimiz olsun.
Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) ve Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) işbirliği ile hazırlanan 'Turizmde Dönüşüm Senaryoları'adlı raporun sunumunda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı M. Nuri Ersoy, 2019 yılında 51 milyon turist, 34 milyar dolara yakın turizm geliri, elde edildiğini söylemiş. (Yıllık kesin rakam elbette daha fazla)
Rapora göre, Türkiye ekonomisinde önemli rol oynayan turizm sektörü özelinde belirlenen dönüşüm senaryolarının hayata geçirilmesi durumunda, 2033'te 104 milyon turist ve 119 milyar dolar turizm geliri elde edilebilecekmiş. Kim öle, kim kala.
Bunları bir kenara bırakarak yurt içinde kim ne kadar seyahat edebiliyor, bir de ona bakalım derim. Türkiye İstatistik Kurumu, TÜİK'in açıkladığı verilere göre, 2019 yılının III. çeyreğinde 24.2 milyon insan ülke içinde seyahate çıkabilmiş. Seyahate çıkanların yurt içinde yaptıkları toplam seyahat sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %1,8 azalarak 31 milyon 939 bin olmuş.
Yerli turistlerin, yurt içinde yaptıkları seyahat harcamaları 2019 yılının III. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 10,4 artarak 23 milyar 344 milyon TL olmuş. Bu harcamaların yüzde 89,6'sını (20 milyar 911 milyon TL) kişisel harcamalar, yüzde 10,4'ünü ise (2 milyar 432 milyon TL) paket tur harcamaları oluşturmuş. Seyahat başına yapılan ortalama harcama ise 731 TL olmuş. Acaba mı?
Yakınları ziyaret amacı ile yapılan seyahatler yüzde 60,5 ile ilk sırada yer alırken, onu yüzde 33,8 ile 'gezi, eğlence, tatil' ve yüzde 3 ile 'sağlık' amaçlı seyahatler takip ediyormuş.
Sizi daha fazla rakama boğmak istemem. Kısaca demek gerekirse Türk halkının ezici bir çoğunluğu yakınlarını ziyaret amacıyla seyahat ediyor.
Böyle bir ülkede, halkın cebini, yararını düşünen bir anlayışın yapacağı tek şey seyahat harcamalarını aza indirmek olmalıdır. Biz öteden beri uçak biletleri çok pahalı, halkımız uçağa binemiyor, uçağa hep aynı kesimler biniyor diye dert yanarken, bu kez de demiryoluyla seyahat ücretleri yüzde 400'lere kadar arttırıldı. Uçağa binemeyenlerin otobüs yerine, demiryolunu tercih etmesi iyi bir alternatifti. Ne oldu, nasıl oldu bilinmez böyle bir karar alındı. Yani, vatandaşa nazikçe 'Otur, oturduğun yerde' demek isteniyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, Trabzonlu değerli hemşehrim M. Cahit Turhan, bu kararın altına imza atarken, bir başka bakanımızın 'Bütçe açığı var, bunu mutlaka kapatmamız gerekiyor' mealindeki ricasını mı kırmak istemedi acaba? Bütçeyi denkleştirmek gibi zor bir misyonu olan, ekonomiden sorumlu olan diğer hemşehrim Berat Albayrak halkın içinden gelen, halinden, dilinden anlayan birisi olarak bu konuda acep ne düşünür doğrusu çok merak ediyorum. Fakat, sorumlu Ulaştırma Bakanı'dır. Her ne kadar unvanında 'Ulaştırma' yazsa da, onun göreviniz halkı bir yerden bir yere ulaştırmaktır. Cahit Bey, uçak bilet fiyatlarına 452.TL tavan fiyat verdiğinde şirketlerin daha da artış yapacağını pek ala biliyordu. Ama uçakçılar dertlerini çok iyi dile getirmiş olmalılar ki, onlara hayır diyemediler. Bu arada otobüs firmaları da hiç boş durmadı ve bilet fiyatlarını azar azar keyiflerine göre arttırmayı başardılar.
Geriye, 'halkın yolu' diyebileceğimiz bir tek tren yolu kalmıştı, o da artışlardan nasibini aldı. Hani bir türkü vardı ya, 'Tren gelir, hoş gelir. Odaları boş gelir.'
Artık, biline ki, tren hiç hoş gelmeyecek, ama odaları boş gelecek. Çünkü biletler ateş pahası oldu. Şimdi önümüzde iki seçenek var. Ya seyahat etmeyecek ve yakınlarınızı görmeyeceğiz, ya da daha az seyahat edip görüntülü telefonlarla hasret gidereceğiz. Karar senin halkım.
Bir başka gelişme daha olabilir mi diye düşünüyorum.
Nihai karar makamının, yani Sayın Cumhurbaşkanı'nın yapılan bu fiyat artışlarını, makul düzeyi aştığı gerekçesiyle veto etmesi hiç de yabana atılır bir seçenek değil. İnşallah öyle de olur. Otobüs, tren ve uçak bilet fiyatları konusunda yeni bir düzenlemeye imza atarlarsa gerçekten çok iyi olur derim.
Yoksa bu gidişle Türk halkı gurbetten sılaya, sıladan gurbete gitme adetinden vaz geçmek zorunda kalacak diyorum.
Ucuz seyahatler Türkiye'm...
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?