Evet, kısaca 'işverenin nam ve hesabına hareket eden kişi veya kişiler' işveren vekilidirler. İşyerinde her hangi bir pozisyonda (Ceo, Gn. müdür, müdür, şef, her hangi bir birimin başı, personel şefi vb.) çalışan, işveren adına iş yerinin yönetiminde görev alarak işveren vekili ünvanını, yetki görev sorumluluklarını alabiliyor.
Ancak İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumlu. Kanunun 18.maddesinde 'İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ile yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri hakkında bu madde, 19 ve 21'inci maddeler ile 25'inci maddenin son fıkrası uygulanmaz.' diyerek işveren vekilleri için özel hükümler getirilmiş.
İşte burası çok önemli. İşveren vekillerinin İş kanunu kapsamında iş akitlerinin feshi sürecinde diğer işçilerle aralarında önemli bir ayrım söz konusu.
İş güvencesi, uzun yıllar önce mevzuatımıza girdi. 'İşe iade davaları' iş dünyasında en popüler, işveren cephesinde ise en sıkıntılı kavram malum. İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri iş güvencesinden yararlanamamaktadırlar.
Yalnız burada ince bir nokta var. Kanun uygulamalarının mahkeme kararları ve yüksek içtihatlarla oturduğunu biliyoruz.
İçtihat ve kararlar sonrasında hele hele 4773 sayılı iş güvencesi yasası ile 4857 sayılı yasa hükümleri ışığında sadece ve sadece 'işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili' değil, imza yetkisi olup olmadığına bakmaksızın 'işveren vekili yardımcıları' ve 'işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri'de iş güvencesi hükümlerinin kapsamı dışında kalmıştır.
Belirtelim ki işyerinde genel müdür veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılması tek başına iş güvencesi kapsamı dışında bulunma sonucunu doğurmuyor. Önemli olan, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir; bu hususta işveren vekilinin görev tanımı ve konumuna bakmak gerekir.
Yine uygulamada işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçi alıp çıkartma yetkisi bulunan işveren vekillerinin kimler olduğu bu kadar kolay tespit edilememektedir. Bu durum pek çok halde tanık beyanları, organizasyon şeması, görev tanımı gibi unsurlarla belirlenebiliyor.
İşçiyi işe alma ve çıkarma işlemlerini tek başına değil de çift imza ile yahut hiyerarşik olarak daha üst kademe işveren vekillerinin ya da işverenin onayıyla gerçekleştirebilen işveren vekilleri, taşıdıkları unvanlardan bağımsız iş güvencesi kapsamında kabul ediliyorlar.
Sonuç olarak, kendisine tek başına personel alma çıkarma karar yetkisi verilen artı işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili veya yardımcıları için iş güvencesi yani işe iade davası açılması halinde kabul edilme olasılığı yok.
Saygılarımla.