Karın doyurmak için değil, paylaşmak için
Mutlu olmak için değil sadece, mutlu etmek için
Hz. İbrahim’in, sırf Yaradan’a duyduğu aşk adına biricik oğlu İsmail’i kurban etmek isteyişindeki derin aşkı anabilmek için,
Birlik, beraberlik ve güzel olan her şeyi bölüşmek için,
Kalabalık sofralarda neşeyle yemek yiyebilmek için
Ben doyuyorum, başkaları da doysun diyebilmek için
Gelir Kurban Bayramları…
Hayvan boğazlamak, ortalığı kan gölüne çevirmek, hayvanlara eziyet etmek demek değildir..
Fokları sopalarla öldüren, kürkü için ipek tüylü tavşanları, vizonları yaşamdan koparan, sırf zevk için güzelim kuşların kanatlarını kıran, kedilerin kuyruklarına teneke bağlayan, canı ve yaşama hakkı değil, sadece yemesi haram sayılmış domuzları gördüğü yerde hunharca haklayan, maymunların canlı canlı beynini çıkaran, kadın nüfusa kozmetik üreteceğim diye zavallı hayvanların üzerinde deneyler yapan, aşılı sokak köpeklerini zehirli şırıngayla öldüren, karıncaları bilerek öldüren, sümüklüböcekleri taşla ezen, güvercinlere sapanla taş atan, tavuklara, güzel gözlü eşeklere, yetmedi ördeklere bile tecavüz eden kalpsiz ve vicdan yoksunu insanların korkunç eylemleridir asıl eziyet…
Kurban kesmek, “tıka basa et yemek” değil; et alamayacak kadar yoksul insan kardeşlere “sen de ye hepimiz doyalım, herkes doysun, birlikte doyalım” diyebilmenin vicdan ve gönül ifadesidir…
Usulünce, belirlenen uygun alanlarda, can yakmadan kesilen her kurban; reklamlarda, dizilerde, filmlerde, karşı komşunun sofrasında gördüğü köftelere, bonfilelere, boynu bükük bakan her çocuğun, her insanın, her canlının birkaç haftalığına da olsa et yiyebilme hakkıdır… Lüksü değil…
Bu seneki Kurban Bayramı da paylaşmanın ifadelere sığmayan sevincini yaşayabileceğimiz bir bayram olsun…
Ana kuzuları ete doysun…
Kurban Bayramınız gani gani mübarek olsun…