Ateşi söndürelim derken...
Yüreklerimiz...
Çok yandı....
Şehitler, ölümler, cinayetler, kazalar, soygun, terör, ekonomik kriz...
Olaysız bir günümüz yok maalesef...
Milletçe, yediden yetmişe moralimiz çok bozuk...
Her geçen gün suratlar daha da düşüyor...
Düşünsenize....
Ülkemize sığınanlar, kaçıp gitmek için can atıyor.
Erdil Yaşaroğlu'nun çizdiği bir karikatür geldi gözümün önüne.
İki kişi cehenneme giriyor, biri diğerine "Ohhh sıcacık, daha önce niye gelmedik" diyor...
Zebani şaşkın; "Türkiye'den gelenlerin hepsi böyle, ne yaşadınız siz orda" diyor...
Mutlu olmaktan korkan bir kitle var, bunu biliyorum...
En mutlu anlarında bile önemsiz bir detayı öylesine büyütürler ki, konu bir tek o probleme takılır kalır, o canım ortam herkes için cehenneme dönüşür...
Ne cehennem hem de...
Mutlu olmayı, barış ve huzur içinde yaşamayı bir türlü beceremiyoruz...
Etrafımızı da buna alıştırmışız.
Tamam, şartlar gerçekten sıkıntılı ölen, kalan, kaybolan, yıkılan, dökülen her şey aynı dönemde başımıza geldi...
En azından, evimizde, işimizde biraz olumlu olmayı deneyelim...
Dışarıda yaşadığımız olumsuzlukları çevremizdeki yakınlarımıza yansıtmamaya özen gösterelim...
Hayat bir şekilde akıp gidiyor, hiç değilse kendimize olan saygı ve sevgimizi yitirmeyelim....