Ülkelerin sağlık grupları, gece gündüz demeden, kendi sağlıklarını öne çekmeden, kendi halklarının sağlıklarını koruma yolunda canla başla çalışırken, yönetimler de salgının yayılmasını yavaşlatmak, sınırlamak, vereceği zararları azaltmak yolunda çeşitli yönetimsel kararlar alıyorlar.
Bu kararların temelinde insanların, birbirleriyle yakın temas etmeden, kendi ortamları içinde yaşamlarını sürdürmeleri yatıyor. Bursa'da 65 yaş üzeri olanların, eşim ve ben gibi, sokağa çıkmamaları kuralı uygulamaya kondu, bu kural bizim için, bizim var olma güvencemiz için kondu, önce kendi varlığımız için, sonra da halkımız için uymak zorundayız, uyuyoruz da, evden dışarı çıkmıyoruz.
Ancak Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı bir açıklamada, Bilim Kurulu tarafından vaka sayısı üzerinde yapılan tespitlerde, 60 yaş üzeri olanların % 80'i aştığı bildirilmiştir. Bu tespit sokağa çıkmama kuralını 60 yaşa çekiyor.
Tabii bu arada, kuralı koyanlar uygulamada toplum yaşamının aksamasını önleme adına çeşitli tedbirleri de alıyorlar, örneğin evde kalanların günlük yaşam ihtiyaçlarını karşılama amaçlı bir tedarik sistemini devreye sokuyorlar, Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı gibi
Bugün bu salgından en az etkilenen ülke Rusya, halkı yönetimlerinin koyduğu kurala uyuyor, uymak zorunda olduğunu biliyor, uymazsa anında cezayı yiyeceğini de biliyor, Putin çok net konuştu, gereksiz sokağa çıkmayın, çıkarsanız cezası 5 yıl hapis. Gene kuralları net koyup uygulayan Japonya, Güney Kore ve Singapur en az yara alarak kasırgayı kontrol altına almış durumdalar. İlk hançer Çin'in kalbine saplandı ama onlar da koydukları katı kuralları tam uygulayarak, örneğin sokağa çıkma yasağı uygulamasıyla vaka sayısını 700 bin azaltarak, salgını kontrol altına aldılar. Televizyonlara bakıyoruz, Çin'den sonra, İtalya, İspanya ve de ABD bu salgından en ağır etkilenen ülkeler, demokrasiyle yönetiliyorlar ama konan kurallara karşı gevşek davranıyorlar. Almanya kural koymada belki biraz gecikti, geç te olsa konan kurallara halk tam uyuyor ve diğer ülkelere nazaran gördükleri zararlar daha alt seviyede seyrediyor. Aslında halen biz de İtalya ve İspanya örneklerindeki gibi biraz gevşek davranıyoruz, halkımızın büyük kayıplarla büyük acılar çekmesine neden olmamak için dikkatli olmalıyız ve konan 'EVDE KAL' kuralına tam uymalıyız, gelin gönüllü olarak sokağa çıkma yasağını biz verelim kendimize
Özetle, tabii önce kendimiz ve yakınlarımız için ve halkımız ve de insanlık için, büyük yaralar almadan bu büyük doğa felaketinden kurtulma yolunda, birey olarak üzerimize düşenleri dikkatle yapalım, çevremizi de aynı hassasiyeti göstermeleri yolunda, gerektiğinde çekinmeden uyaralım.
Yaşadığımız bu sıkıntılı havayı delen, aydınlatan bir ışık huzmesi yayılıyor önümüze bu hafta, EKOHABER AİLESİ YİRMİBEŞİNCİ KURULUŞ YILINI KUTLUYOR
Ülkemizin ekonomik yaşamında önemli bir atar damar olan Bursa'mızın ekonomi nabzını ölçer, EKOHABER gazetemiz her hafta. Ekonomik yaşamda uzmanlaşmış değerli yazarlarımız kentimizin ve ülkemizin bu alandaki gelişmelerini veya sorunlarını, kendi birikimleri içinde yoğururlar, okurlarıyla paylaşırlar. İnanıyorum ki iş dünyamız da her hafta bu değerlendirmeleri yakın izlemekten çok mutlu oluyorlar.
Bu arada bendenizin de sofrada bir tutam tuzu oluyor, çok güzel, çok değerli tarih ve doğa kentimiz Bursa ve içindeki yaşam ile ilgili gözüme çarpan güzellikleri veya aksamaları, dünyadaki özellikle iklim değişikliği ile ilgili gelişmeleri, insanlığın geleceğini ilgilendiren konuları, Korona virüs gibi, Köy Enstitülerinin değerini farkına vardıran örnekleri ve kapatılmasıyla ülkemizin kaybettiklerini gibi konuları değerlendirmenize sunuyorum. Laf aramızda, ben de önümüzdeki Ağustos ayında 21 yaşımı dolduracağım bu değerli ailem içinde.
Sevgili Tahsin Ardıç ve ekibini, nice başarılı yayın yılları dileklerimle kutluyorum.