Ancak salgının bu noktaya gelmesinde bir nedenin insanoğlunun her şart altında para kazanma isteğinin olduğu da bir gerçek. Çin' de salgının tepe yaptığı günlerde bu ülke dışındaki tüm toplumlar bu durumdan ne kazanacağının peşindeydi.
O günlerde Çin' den devir olan siparişlere nasıl yetişileceği telaşı vardı? Bireylerin bu davranışı anlaşılabilir, ancak devletlerin bu eğilim içerisine girmesi kabul edilemez.
Para kazanacağız havası, petrol çöküşüyle başlayan paniğin salgının batıya ulaştığının anlaşılmasıyla bir kaosa sürüklenilmesine neden oldu.
Oysa şimdi uzmanların ifadelerine bakılırsa, ülkeler Ocak başıyla tam izolasyon ve maske kullanımına geçmeliydi. Tabi ekonomi o günkü hızını kaybedecekti, belki bunlar gereksiz önlem olarak görülecekti, ancak bu yolla yüz binlerce hayat ve dünyanın iki yılı kurutulacaktı.
Bugüne geliyoruz, bizim 2-3 hafta önümüzde olan ülkelerin normal hayata dönme peşinde olduğu görülüyor.
Bizde de son günlerde gelen olumlu verilere bağlı olarak AVM, otel gibi tesislerin açılması gündeme gelmekte. Bu gayretleri anlıyoruz, işin ağır bir ekonomik yükü var.
AVM ve otellerin açılmasıyla insanların sokağa çıkıp tüketime başlayacağı mı düşünülüyor?
Otellerin açılması için alınan tedbirleri okuduk, otellere korona sertifikası verilecekmiş. Mekanlara dezenfeksiyon yapılması değil ki sorun, virüsü taşıyanlar insanlar. Otele girmeden misafirler muayene edilecekmiş, oteller kullanımdaki odalarını yarıya indirecekmiş, açık büfe kalkacakmış, plajlar yazın yarı kapasitede çalışacakmış....
Bu şartlarda kim, otele neden gitsin? Turizm amaçlı konaklamalar insanların dinlenmesi ve stresten arınması için yapılır. Stres seviyesini yükseltecek böyle bir aktiviteye kim gider? Ayrıca oteller ekonomik olmayan bu şartlarda nasıl hizmetlerini sürdürebilir?
Uçaklarda birer koltuğun iptal edileceği söyleniyor? Peki, bu koltukların bedelini kim ödeyecek?
Restoranlarda masa mesafelerinin arttırılacağı hatta araya separeler konumlandırılacağı konuşuluyor. Restoranlar insanların arzu ettiklerini yerken sosyalleşerek insanın kendisini yenilediği mekanlardır. Bu uygulamalarla tüketiciyi tatmin etmeleri beklenmez.
Bugün parasal mülahazalardan daha çok salgına odaklanılması gerekmektedir. Salgında yaşanacak yeni bir alevlenme ekonomiyi çok daha derin sorunlara sokacaktır.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?