Hani Bilgisayarı kapatır ve açarsınızda, mucize kabili içinden çıkılmaz arızalar birden düzeliverir. Her yıl başı, anlamsızlığını bilsekte, böylesi olumlu beklentiler yaşarız. Umut dünyası.
Bu kez de umulan olmadı. Aynen 2019 girerken olmadığı gibi. 2018’ de başlıyan ekonomik sorunlar, 2019’da büyüdü ve 2020’de doğal afetler, askeri harcamalar, aşırı israf ve nihayet salgın hastalık eklenince sadece bizi değil, tüm dünyayı tehdit boyutuna ulaştı. Türkiye bütçesi daha 3. ayında açık vermeye başladı. Ve Salgın bittiğinde ne olacak, habire karşılıksz para basan ülkelerde ve diğerlerinde ekonomi hangi boyutta problemler üretecek, ne zaman normale girer endişeleri dünyayı sardı..Çeşitli senaryolar üretilsede, global ciddi bir krize gidildiği konusunda, tüm Dünya’da fikir birliği var. IMF açıklamasına göre şimdiden 81 ülke corona için kredi talebi ile sıraya girmiş bile. İçlerinde Türkiye yok.
Bizde daha olumlu bir hava gözleniyor. Özellikle, bir kısım medyamız ve yazar çizerlerimizin konuya yaklaşımları pek sıcak. Sanki bir el ekonomiye uzanacak, sihirli sopasını değdirecek ve her şey birden düzelmeye başlıyacakmış gibi, olumlu bir hava yaratılıyor. “IMF’nin Türkiye Ekonomisi öngörüsü doğru değil. Ekonomimiz 2020’de bile % 3 büyüyecek, Mayıs, Haziran gibi herşey yoluna girmeye başlar,” ifadeleri var. İnşallah öyle olur elbette. Ancak verilere bakıldığında bu kadar iyimser olmak mümkün görünmüyor..Belki, Hükümetin açıkladığı teşvik rakkamları yarın yerine ulaşabilse ve faizli kredi yerine hibe olsa, birkaç ay içinde ekonomide pozitife yöneliş mümkün olabilir. Neden olmasın. 200 Milyar Türkiye için çok önemli bir rakkam. Neredeyse toplam dış borcumuzun, dolar 7 TL.’yi geçmesine rağmen % 7-8’i. Türkiye 2020 bütçesinin yaklaşık beşte biri. Yeterince büyük bir para. Bir fark yaratabilir. Ancak, Hükümetin iyi niyetli bu gayretlerinin, biraz moralden ileri gidemiyeceği görünüyor. 2020 yılı içinde yakın vadeli yüksek dış borç ödemeleri, Corona’nın Bütçeye eklediği ilave yükler, üretim kayıpları, Devlet gelirlerinde ciddi düşme, rutin harcamalar v.b. ile rezervlerini dahi tüketmiş, para basan, 3. Ayında açık vermiş bütçe, değerlendirildiğinde, bu teşviklerin kısa vadede yerine ulaşacağını düşünmek çok gerçekçi olmayacak. Tam tersine Hazinenin şiddetle sıcak paraya ihtiyacı olacağı ve bu paranın maliyetinin yüksek olacağı endişesi var. Önlem yada müdahale de, harcama ve yatırımda, bütçe planlamasında uzun vadeli değerlendirme alışkanlığımızın olmaması, Kamuda ki israfın bir türlü önlenmemesi, beklemediğimiz felaketler karşısında bizi zayıf düşürmekte..Yazık ki bizde “Yarın şöyle bi gelişme olursa ne yaparız” sorusunun cevabı, bildiğim elli yıldır, “olunca bakarız” şeklindedir..
Dış ticaret açığımız yıllardır sürekli büyüyor. Değerlendirmemiz şu. “Türkiye çapında bir ekonomi için bu açık taşınabilir düzeyde”. Çare yerine bahane üretiriz. Acaba, Almanya’nın çapı dahamı küçük ki, yıllardır dış ticaret fazlası veriyor.?. Ülke borçlarımız sürekli büyüyor. Değerlendirme şöyle. “Devletin borcu değil. Özel sektörün borcu.” Devlet garantisini göz ardı eder, kendimizi aldatırız. Altın nereye koşuyor, döviz başa bela olurmu, enflasyon çıkar mı gibi, kararların ve uygulamaların yarattığı sonuçları irdelemekle meşgulüz. Halbuki bu araçlar, yanlızca sonuç..”Faiz inerse enflasyonda iner”. Elbette. Ancak ekonominin kendi dinamikleri içinde tüm bileşenlerin doğal hareketi aynı doğrultuda ise bu mümkündür. Aksi halde yanlızca kendimizi kandırırız.
Ekonomiye, Corona özelinide göz ardı ederek, çok basit, çok yalın bir bakış açısı ile cevaplar ararsanız, aynı basitlikteki cevaplar çokta yanıltıcı olmaz..Ekonomi nasıl düzelir sorusunun cavabı şudur..Dengeleri olumluya çevirirsen düzelir. O halde gerçek soru: Dengeler nasıl olumluya çevrilir. Bağlı sorular: Gelirler nasıl giderlerden fazla olur, nasıl dış ticaret fazlası yaratılır, nasıl üretim artışı sağlanır, giderler nasıl azaltılır, zam yapmadan, hatta vergiler azaltılarak gelirler nasıl arttırılır. Nasıl denk bütçe yapılır ve tutturulur. Ekonominin dinamikleri doğal etkileşim içinde nasıl pozitif hale gelirler. Cevaplar pozitif sonuçlandığında her şey yolundadır. Gerçek ihtiyaç budur. Genel olarak Ekonomi’lerde en büyük ihtiyaç da Güven Ortamıdır..Buyrun bizdeki cevaplar nedir, irdeleyin.
En başa, sorumuza dönersek..Ekonomi ne zaman ve nasıl düzelir.?. Bütün Ülke bu cevabın peşinde. Doğru yanıta belkide hiç bu derece ihtiyaç olmamıştı. Ne varki, Corona meselesi tamamen bitmeden tahmin yapmak mümkün değil ve yanıltıcı. İki konuda bilgiler netleşmeli..1-Corona’nın Ülkelere maliyeti..2-Petrol ve doğal gaz fiatlarındaki gelişmeler..Bu iki cevap Global ekonomiyi baştan aşağı etkileyecek güçte olacaktır. Corona sonrası Ticari tercihlerde de, pek çok önemli değişiklikler beklenmelidir. Ülkemizdeki durum da bunun bir yansıması olacaktır.
Dünyadaki beklenti, emsali görülmemiş bir ekonomik kriz ve Ekonomideki tüm dengelerin değişeceği yönünde. 2020 yılına kayıp, 2021 yılına toparlanma olarak bakılıyor..Yinede Sağlık ortamı tam oluşmadan bütün yorumlar yanıltıcı olacaktır.. Önce Sağlık..