Rekombinant DNA, doğal olarak birlikte olmayan DNA moleküllerinin birleştirilerek yeni ve yapay bir kombinasyonunun elde edilmesini ifade eder.
Rekombinant DNA teknolojisi, bir genin sınırsız sayıda izolasyonu için bir araçtır.
Biyolojik materyal; genetik bilgi içeren ve kendi kendine üreyebilen ya da bir biyolojik sistemde üretilebilen herhangi bir materyali ifade eder (SMK m. 3 /1.c).
Bitki çeşitleri, modern biyoteknolojik yöntemlerin yanı sıra, geleneksel yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Buluş niteliği taşımasına karşın geliştirilen bir bitki çeşidi ya da hayvan ırkı, çifte koruma sağlanmaması amacıyla patent kapsamı dışında tutulmuştur. Ayrıca, bunların üretiminde kullanılan esas olarak biyolojik olan işlemler, yani çaprazlama ya da seçme gibi tamamen doğal süreçler, buluş niteliği taşımadığından patent kapsamının dışındadır (SMK m.82/3. b).
Mikrobiyolojik işlem; mikrobiyolojik materyal içeren, mikrobiyolojik bir materyalle gerçekleştirilen veya sonucunda mikrobiyolojik materyal oluşan herhangi bir işlemi; esas olarak biyolojik işlem melezleme ya da seleksiyon gibi tamamen doğal bir olaydan oluşan bitki veya hayvan üretim usulünü ifade eder (SMK m.82/5).
Ülkemizde bu alanda TUBİTAK MAM Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsünün özverili ve başarılı çalışmaları gün geçtikçe öne çıkmaktadır.
Konuyla ilgili olarak, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı tarafından yazılı basında şu haber sevinç verici olmuştur; “Tamamı yerli ve milli sermayeyle kurulan, Türkiye’nin ilk Biyoteknoloji Endüstriyel Enzim Üretim Fabrikası olan LİVZYM açıldı. Bu fabrika sayesinde, yüzde 100 dışa bağımlı olduğumuz enzim ithalatını engelleyebileceğiz. Çok farklı enzimlerin ithalatına yılda 150 milyon dolar harcıyoruz. 5 senelik bir dönemde, kapasite artışıyla birlikte bu tutarın yüzde 90’ını ülkemizden karşılayabiliriz. Tek başına bu alanda Türkiye, yılda 30 milyon dolar ithalat yapıyor. Önümüzdeki hafta ilk satış gerçekleşebilir. Bu işin ihracat boyutu da var. Hatta bu ihracatın kilogram başına katma değeri üretilecek enzimin niteliğine göre 20 ile 100 dolar arasında değişiyor. (...) Gıda, yem gibi birçok üründe enzim ihtiyacımızı, bundan sonra modern teknolojilerle, yerli ve milli üretimle karşılayacağız.”
Biyoteknoloji alanında yaşanan gelişmeler, ülkemizin kalkınması, milletimizin refahı ve gelecek nesillerin daha güçlü bir Türkiye’ye kavuşması için umut verici bulunmaktadır. Konu ile ilgili çalışmaları yapan tüm teknik ve yönetsel kişilere takdirlerimizi ve tebriklerimizi sunarız.
Başarı ve esenlik dileklerimizle, en içten saygılarımızı sunarız.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?