Alman milletvekilleri, ülkenin uzun zamandır beklenen, kömürü bir enerji kaynağı olarak kullanımından aşamalı olarak vazgeçme kararının, çevre gruplarının yeterince hırslı olmamasından, serbest pazarlamacıların da vergi mükelleflerinin para kaybı olarak eleştirmelerinden geciktiğini açıkladılar. Ancak bu karar geçen hafta Alman Meclisi tarafından yukarıdaki koşullarda onaylandı.
Bu kararla Almanya, enerji üretimini fosil yakıtlardan arındırıyor ve ülkenin tüm enerji gereksinimini yenilenebilir kaynaklardan üretmeye dönüyor. Bununla da yetinmiyor, 2022 sonuna kadar nükleer enerjiyi de aşamalı olarak sonlandıracağını beyan ediyor.
Çevre Bakanı alınan bu kararlarla ülkelerinde kömürlü günlerin artık sayılı olduğunu söylerken, Almanya hem nükleer enerjiyi, hem de kömürü geride bırakan sanayileşmiş ilk ülke, diyor.
Hükümetin aldığı bu kararlara rağmen, çevreci sivil toplum kuruluşları, hükümetin yol haritasının, Almanya’nın sera gazı emisyonlarını, Paris iklim anlaşmasında belirlenen hedefleri karşılayacak hızda azaltamayacağını savunuyorlar ve dünya çapında en fazla linyit kömürü yakan ülke olan Almanya, gelecek nesillere 18 yıl daha fazla CO2 yükleyecek, tezini vurguluyorlar.
Almanya son kömür madenini, Paris anlaşmasını imzaladıktan sonra, 2018’de kapattı, ancak enerji üretiminde ithal kömürü kullanmaya devam ediyor. Kömür sektöründe yer alan firmaların kaybını karşılamak için kapatılmış linyit maden ocaklarının doğayla bütünleştirme, göl kenarlarında olanları tatil yerlerine dönüştürme çabaları sürüyor.
Çevre Bakanı, kömür kullanımının bitiş tarihini öne çekme çalışmalarının da devam ettiğini, 2022 sonuna kadar en kirletici kömür yakıtlı 8 santralın kapatılacağını açıklıyor
Bu arada çevreciler ve muhalefet partileri kömür işletmecilerine, madenlerini kapatmak için hükümetin teklif ettiği meblağları yüksek buluyorlar, onun yerine karbon emisyonları için şirketlerin ödediği meblağları yükseltip, kömürü enerjiye çevirmenin karsız duruma getirilmesinin daha doğru olacağını iddia ediyorlar.
Ancak Almanya’nın madenciler birliği başkanı, hükümetin aldığı bu kararı ‘’tarihi kilometre taşı’’ olarak nitelendirerek, hükümetin daha sonra yenilenebilir enerji üretiminin genişletilmesine ve doğal gaz yerine hidrojen kullanımına odaklanmaya çağırıyor.
Yapılan araştırmalar Almanya’da halen üretilmekte olan elektrik enerjisinin %56’sının rüzgar, güneş ve hidrojen olmak üzere yenilenebilir kaynaklardan geldiğini gösteriyor. Kömür neredeyse %20’lik paya sahipken, onu %12’şer payla doğal gaz ve nükleer enerji izledi.
Sizlere birkaç haftadır insanlığın karşı karşıya olduğu doğa felaketi, iklim değişikliği ile mücadelede ülkelerin, imzaladıkları Paris Anlaşması doğrultusunda attığı etkin adımları aktardım. Ve de gazetemize manşet olan kentimizin değerli firmalarının örnek alınacak uygulamalarını da.
Umarım hükümetimiz imzaladığı Paris Anlaşmasını artık TBMM’nden geçirerek uygulamaya sokar ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını destekleyen teşvikleri verir.
Gene umarım gerek iş dünyamızın etkin birlikleri ve sivil toplum kuruluşlarımız, bizim de içinde bulunduğumuz canlı yaşamın karşı karşıya kaldığı doğa felaketinin, iklim değişikliğinin büyüklüğünün farkına varırlar, ülke çapında doğru ve etkin adımlar atılmaya başlanır…