USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SİYASET ARENASINDA

04-08-2020

Seçimi Donald Trump kazandı ve ilk işi dünya ülkelerinin 2015 yılı sonunda imzaladığı, 2050 yılına kadar karbon salınımlarını sıfırlamayı hedef alan Paris Anlaşmasından çıkmak oldu.

Yeni başkanlık seçim rüzgarlarının esmeğe başladığı bu günlerde demokratların başkan adayı Joe Biden, insanlığın önündeki iklim değişikliği felaketiyle mücadeleyi etkin biçimde yıllara yayılı olarak sürdürmek amacıyla 2trilyon dolarlık bir planı seçmenlerinin önüne serdi. Bu eylem planının kapsamında, 2035 yılına kadar benzinli araçların, 2040 yılına kadar enerji üretiminde fosil yakıt kullanımının, 2050 yılına kadar da karbon salınımlarının sıfırlanmasının yer aldığı vurgulanıyor. Bu adımlar içinde, özellikle enerji sisteminin karbon salınımlarından temizlenmesi bilim adamları tarafından da heyecanla karşılanıyor. 

Biden’ın bu planı ABD’ni, temiz enerji ekonomisi oluşturmak için zorlu ama ulaşılabilir bir yola sokacağını ve ülkenin itibarını küresel sahnede geri kazanmaya yardımcı olacağını söyleyen iklim bilimcileri ve çevre savunucularından büyük övgü alıyor. Ancak bazı bilim insanları da, ABD federal bütçesinin ortama 4trilyon dolar olduğunu, Biden’ın ilk bölümde bu bütçenin sekizde birini iklim değişikliğine ayıracağını, bunun da çok büyük bir meblağ olduğunu söylüyorlar.

Konu üniversitelerce de incelenmiş, Kaliforniya Üniversitesi ABD’nin 2035 yılına kadar, bugün var olan teknolojilerle %90 karbon salınımı olmayan elektrik enerjisi üretebileceğini, Maryland Üniversitesi de planın güçlü yönlerinden birinin, iklim değişikliğinin ele alınmasının ulaşımdan tarıma, ekonomiden sosyal hayata kadar birçok farklı sorunların çözüm yollarını açacağını, açıkladılar. Uzmanlar ayrıca, aynı anda birden fazla sorunu çözmek zorundayız, o nedenle Biden iklim planının en önemli hedefi bu olmalı, diyorlar. Bu hedefe ulaşırken, Covid-19 salgınıyla durgunlaşan ABD ekonomisini canlandırma, yeni istihdam kapasiteleri yaratma gibi temel faydalar da oluşacaktır.

Biden bu planıyla, Paris Anlaşmasına tekrar girerek küresel ortaklarla iklim değişikliği konusunda katkıda bulunacak önlemleri destekliyor ve bu anlaşmanın iklim değişikliğinin küresel ölçekte çözülmesine yönelik en sağlam yaklaşım olduğunu kabul ediyor. Biden bir konuşmasında, son dört yıl boyunca müttefiklerimiz ve küresel ortaklarımız karşısında güvenirliğimiz sarsıldı, o nedenle Paris Anlaşmasına yeniden katılmak ülkemiz için çok önemli olacaktır, diyor ve devam ediyor;

Zor olacak, ama aya gitmek te zordu, başardık. Bu hedeflere ulaşmanın faydaları olduğunu kabul etmek önemlidir. Kendimizi, tersine çeviremeyeceğimiz bir sonuca sürüklemek yerine, önce ekonomiyi büyütme sonra da iklimi dengelemenin büyük faydaları oluşacaktır…

Değerli okurlarımın Kurban Bayramını kutlarım.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?