Seçimi kazanırsa Biden Yönetimi, sadece temiz enerji alt yapısının yerleşimi konusundaki endişeleri ortadan kaldırmak ve aynı zamanda uzak bölgelerde üretilecek güneş ve rüzgar enerjisini yerleşim alanlarına ve sanayiye ulaştırmak için çok kapsamlı iletim hatları ağı oluşturmak zorunda kalacaktır.
Biden Planı çevreci kuruluşlar tarafından onaylanırken, protestolar da güçlenerek yayılmaktadır.
Rüzgar ve güneş projelerine yönelik itirazlar, bu oluşumların zararlı olduklarından, halk sağlığını tehdit ettiğinden, kaplayacakları alanların mülk değerlerine kadar, genişlemektedir.
Güneş enerjisi ve rüzgar türbinleri araziler üzerinde daha geniş kaygılar oluşturmaktadır. Örneğin çevre korumacıları, 80 yıla kadar yaşayabilen çöl kaplumbağalarına yönelik tehdit nedeniyle, bu kaplumbağaların yaşadığı Mojave çölünde güneş enerji sistemlerinin kurulmasına karşı çıktılar.
Uzmanlar ABD’nin önemli bir biyoçeşitlilik kaybına yol açan bu tür yenilenebilir enerji sistemlerinin, dikkatli planlanmazsa, doğaya zarar vereceğini vurguluyorlar.
Enerji kadar, gıda ürünlerinin yetiştirileceği tarım topraklarına ihtiyaç olduğu yadsınamaz. Gittikçe sıcak ve kalabalık bir dünya oluşurken, yenilenebilir enerji sistemlerini yerleştirirken çok dikkatli olmalıyız, diyorlar.
Ancak ABD halkı, bugüne kadar harcanan çabalara rağmen, karbon salınımlarını kesilmediğini, ülkenin dayanılması zor ısı dalgalarıyla boğuştuğunu, tarımsal üretimlerde düşüşler olduğunu, ülkenin gittikçe büyüyen fırtınalar tarafından sarıldığını değerlendirmektedir.
Colombia Üniversitesi bilim ekibinin yaptığı değerlendirmede, ‘’Biden Planının teknoloji açısından tarafsız olması önemlidir, böylece toplum sıfır salınım tercihini yapmakta serbesttir.
Ülkenin bir kısmı buna karşı çıkacak ama insan yaşamını yok olma yoluna sürüklemek daha mı iyi?’’ diyorlar ve hemen çok açık olarak, ‘’Hayır’’ cevabını veriyorlar.
ABD enerji sektörü 2035 yılına kadar karbon salınımlarını sıfırlamakta iddialı, belki zor ama ülkenin yönetim politikası desteği ile, ki Biden bu desteği vereceğini açıklıyor, bu hedefe ulaşılabilir.
Üç haftadır sizlere, insanlığın karşı karşıya olduğu İklim Değişikliği felaketiyle mücadelede, ABD yönetiminin ve ABD halkının bakış açılarını aktardım.
Önümüzdeki on yılda ülkelerin bu mücadele yolunda çok etkin adımlar atmaya başlamalarının da önemini değerlendirmenize sundum. Umarım gerek ülke yönetimimiz, gerek bilim dünyamız ve bu mücadelede en etkin görevi üslenecek halkımız, ben geliyorum diyen bu felaketin farkına varırız ve kollarımızı sıvarız…
Geçen haftadan bir küçük haber, İngiltere genelinde hava sıcaklıkları 36C dereceyi geçti!!!
Gene geçen hafta Biden’ın Türkiye ile ilgili söylediklerini Türk halkı olarak şiddetle kınıyoruz…