Bilim dünyasının sürekli yaptığı gözlemler, ölçümler ve hesaplamalar şu anda atmosfer sıcaklığının 1C derece artmış olduğunu, 2050 yılına kadar da bu artışın 2C dereceye ulaşacağını gösterdiğini de…
Bu hafta da size bu oluşumun canlı bir görüntüsünü, geçtiğimiz Temmuz ayı sonunda Kuzey Kutbu’nun 4000 yıllık buz adasının %40’ının sulara gömüldüğünün perde arkasını, anlatacağım. Kuzey Kutbu’nun bu bölgesi artık Kanada’nın hiç bozulmamış bir buz kitlesi değil, adanın diğer ucundaki buzullar ise tamamen kaybolmuş durumda. Grönland buz kütlesi üzerinde çalışmalarını sürdüren bilim adamları, buz levhalarının geri dönüşü olmayan noktayı çoktan geçmiş olduğu, kanısına vardılar. Yıllık kar yağışının, bölgenin 234 buzulunun yaz erimesi sonunda kar ve buz kaybını yenilemek için artık yeterli olmadığını gözlemliyorlar. Geçen yıl, buz tabakası her dakika 1milyon metrik tona eşdeğer, rekor miktarda eridi.
Kuzey Kutbu’ndaki Arktik tabaka çözülüyor ve bu çözülme, on yıl önce herkesin hayal edebileceğinden daha hızlı oluyor. Kuzey Sibirya ve Kanada Arktik bölgesi şu anda dünyanın geri kalanından üç kat daha hızlı ısınıyor. Son on yılda, Arktik sıcaklıklar neredeyse 1C derece arttı. Sera gazı emisyonları aynı düzende kalırsa, yüz yılın ortalarında, yukarda dünya genelinde 2C demiştim ama, kuzey kutbunda 4C derece ısınma beklenebiliyor.
Bu değişimin büyüklüğü Arktik yaşamı adeta eziyor, bildiğiniz gibi Kuzey Kutbu, ren geyiklerinin dolaştığı, kutup ayılarının bayram ettiği, morina ve foklarla dolu suların bulunduğu geniş bir buzlu manzaraya sahip iken, yakında sadece hafızalarda donup kalacak.
Yeni bir Doğa İklimi Değişikliği çalışması, Arktik Okyanusu’nun yüzeyinde yüzen yaz deniz buzulunun 2035 yılına kadar tamamen yok olabileceğini öngörüyor. Aslında yakın zamana kadar bilim adamları bu oluşuma 2050’ye kadar ulaşacağımızı düşünmüyorlardı. Bu olguyu pekiştiren Arktik deniz buzunun, geçen ay 41 yıllık uydu görüntü rekorunun ikinci en düşük seviyeye ulaşması oldu.
Konu üzerinde çalışan bilim insanları ‘’En son modeller, hangi emisyon senaryosunu takip edersek edelim, yüzyılın ortasından önce, yaz buz örtüsünü kaybedeceğimizi gösteriyor ve 2C derecenin altında ısınmaya devam etsek bile, bazı yıllarda yaz deniz buzunu kaybetmek hala olası’’ diyorlar.
Kanada Arktik bölgesindeki gözlem noktalarında yapılan tespitlerde, buzulun tahmin edilenden 70 yıl önce çözülmeye başladığı, yolların parçalandığı, evlerin çöktüğü belirleniyor. Geçen bahar aylarında bir Rus elektrik santralinin yakıt tanklarından biri çöküyor ve 21,000 ton mazot akıp gidiyor.
Yükselen ısı, şimdi Kuzey Kutbunun daha sıcak ve daha kuru kısımlarında yaygın olan şiddetli orman yangınlarına yol açıyor, yerel bitki örtüsünü de yok ediyor. Yok olan yosun ve anız otlarını yiyen milyonlarca ren geyiğine de zarar veriyor ve ren geyiği nüfusunun son 20 yılda %56 azalmasına neden oluyor.
Bu tür kayıplar, kültürleri ve geçim kaynakları ren geyiği ile iç içe geçmiş yerli halkı büyük kayıplara uğrattı. Öyle ki, yaşamları sürecinde ren geyiğinin derisini giysilerinde, boynuzlarını aletlerinde, etini de beslenmelerinde kullanan yerli halk, bu kayıplarla sarsıldı. Bazıları ise bu krizden fırsatlar yaratmaya başladı. Eriyen buz, bölgenin maden yataklarını, petrol ve gaz rezervlerini gemilerle erişebilir kıldı. Çin, Uzak Doğu ile Avrupa arasındaki nakliye sürelerini 10-15 gün kısaltmayı planlayan Rusya’nın tepesine dikilerek, buzsuz hale gelen Kuzey Denizi aksına yoğun bir şekilde yatırım yapmaya başladı.
Kanada, Arktik Takımadaları’ndan geçen Kuzeybatı Geçidi yakınında başka bir kestirme yol açabilir. Grönland’da kaybolan buz, bol miktarda uranyum, çinko, altın, demir ve nadir toprak elementlerini ortaya çıkarıyor. Bölgede Covid salgınına kadar, turizm sektörü zengin ziyaretçileri ağırlayarak patlama yaşadı, 2006-2016 arasında, kış turizminin etkisi %600 arttı. Norveç’in ‘’Kuzeyin Paris’i’’ olarak tanımlanan Tromso kenti 2008-2009 kışında 36.000 turisti ağırladı, 2016 yılına kadar bu sayı 200 bine yaklaştı. Aslında bu hareketler insanların kuzey kutbunun doğa güzelliklerini yaşamada son şansları olabilir.
Kuzey Kutbu’ndaki iklim değişikliğini durdurmak, yer küre üzerinden atmosfere bırakılan sera gazlarında muazzam azaltmalar gerektiriyor ama dünya, taa Birleşmiş Milletlerin 1978 Stockholm Konferansından bugüne dek sürdürdüğü büyük çabalara rağmen, küresel ısınmayı yavaşlatmada ve de durdurmada henüz başarılı olamadı. Özetle, geçmişin Arktik bölgesi çoktan yok oldu, gitti. Mevcut iklim yörüngemizi takip edersek, sadece 30 yıl önce gördüğümüz koşullara geri dönmenin bile imkansız olacağını anlarız. Yine de birçok bilim insanı, dünyanın daha fazla zarar görmesini önlemek ve bu eşsiz ve kırılgan ekosistemden geriye kalanları korumak için bir araya gelirlerse, bazı doğa değerlerimizi korumak için hala zamanın olduğuna inanıyorlar.