İnsan olmak kolaydır, zaten senin elinde olan birşey yok...
Şu veya bu nedenle, bir gün oluyorsun, olmuşsun ki şu an yazıyı okuyorsun...
Evet, insan olmak büyük bir sorumluluk ister...
Vicdan, dürüstlük, güven, merhamet, sevgi ve saygı duymayı omuzlarımıza yükleyen büyük bir sorumluluktur.
Herkes taşıyamaz ayrı konu...
Maalesef yaşadığımız çağ, insan olmanın da, insan kalmanın da her gün biraz daha zorladığını gösteriyor...
Çıkarlar, bencillikler, egosu tavan yapanlar ve dahası...
Giydiğin pahalı kıyafetle, bindiğin lüks arabayla, makam ve mevkiyle, koluna taktığın marka saat veya çantayla insan olunmuyor...
Çünkü hepsi geçici...
Ama çağımızdaki bazı insanların benimsediği tarz böyle...
Özdemir Asaf'ın söylediği söz ne güzel anlatıyor günümüzü; "İnsanlar, insanların içinde, insana hasret yaşıyor"...
Peki ya, insan kalmak?
İşte bu tartışılır...
Büyüdükçe öğrenir, öğrendikçe küçülürsün demiş ünlü bir düşünür...
Öğrenmenin yaşı ve sınırı yoktur çünkü öğrenirsin, öğrendikçe bilgin artar, kimi bunu fırsata çevirmeye çalışır, kimi bilgiyi başkalarının felaketi haline getirir...
Aynı kimyasal madde, ilaç olarak çok faydalı bir formül; başka bir formül de, insanlığın sonunu getirebilecek kimyasal bir bomba olabilir...
Güç, ne kazandırdığı, nasıl kazandırdığı ile doğru orantılı olarak değer ifade eder...
Kimi para, kimi insan kazanmak, kimi de insan olabilmek için tüketir gücünü...
İşte böyle birşeydir; insan olmak ve insan kalmak arasındaki fark...
Biri yaşatmak, diğeri öldürmek için harcanan güç....
Yine güzel bir söz ile son vermek istiyorum, Şems-i Tebrizi ne güzel söylemiş "Hayata daima insanlarla aynı mesafeden bak, o zaman insanların hem yüzünü, hem kalbini görürsün. Mühim olan yükseklere çıkıp hayata tepeden bakmak değildir. Mühim olan herşeye eşit mesafeden bakabilmektir. Hayatta herşey olabilirsin; fakat mühim olan hayatın içinde "İNSAN" olabilmektir!..