Halen okuduğunu anlamada istenen seviyeyi yakalayamamış bir toplumun küresel düzeyde eğitimde ne durumda olduğu hepimizin malumu. OECD’nin PISA değerlendirmesine göre 2019 verilerine göre eğitimde 50. sıradayız.
Ülkemizde sınav deyince; Hollanda’nın bir kasabasında bulunan bir bakterinin hangi ortamda yaşayabileceği bilgisini sorgulayan gereksiz, ezbere dayanan bir bilgi düzeyi ölçümü faaliyetini anlıyoruz. Dünyanın hangi ülkesinde ilk öğretim öğrencileri Kilimanjaro Dağı’nın yüksekliğini ezbere bilir?
Öğrencilerin neyi nasıl yapacağını öğrenmesi gerekir. Sorunu tanımlamayı, çözüm yolu için yol bulma becerisini kazanması beklenir.
Bill Gates, bunu, “Gelecekte insanların başarısı bilgiyi nasıl derleyeceği ve nasıl değerlendireceğine bağlı olacaktır” cümlesiyle ifade etmektedir.
Günümüzde en fazla üretilen şey bilgidir, bu kadar hızlı büyüyen bilgiyi bir insanın ezbere bilmesi imkansızdır.
Son zamanlarda çok büyük kurumları, organizasyonları kurarak yöneten insanların paylaştıkları sunumlar hep aynı şeye parmak basmaktadır; insanların beyninin programlanması eğitimin temeli olmalıdır.
Evrimin sürücü gücü, “deneme -yanılma”yı merkeze alarak sistem geliştirebilmeyi öğreten bir eğitim programı uygulanmaya çalışılmaktadır gelişmiş ülkelerde.
İnsanımıza neyi, nasıl yapacağını öğretebildiğimiz zaman refah toplumuna kavuşacağız.
Bulmaca çözer gibi sınavlarla, gereksiz ezberletilen bilgilerle ancak diplomalı işsiz üretmeye devam ederiz.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?