İlk olarak kentsel ve endüstriyel atık su arıtma tesisleri planlanarak yapılmış, takiben çamur bertarafı için adımlar atılmıştır.
Bursa gibi tarım, turizm ve sanayinin merkezi olarak nitelendirebileceğimiz bir şehirde çevre yönetimi çok hassas bir konudur.
Bu hassas konunun hem Valilik hem de sanayiciler tarafından olması gerektiği gibi yönetildiğine şahit olmaktayız. Özellikle belirli boyutta olan sanayicilerin topluma ve yaşadıkları çevreye karşı sorumluluklarını yerine getirmek için bir çaba içerisinde olduğu bilinmektedir.
2016 yılında İl Mahalli Çevre Kurulu tarafından alınan bir kararla tekstil sektöründe ön fikse yapılan makinelerde yağın tutulması için filtre zorunluluğu getirilmişti. Bu kararın uygulanması zamana yayılarak genişlemişti ve sonrasında tüm ısıyla emisyona neden olan makinelerden yağ tutulması şartı getirildiğine şahit olduk. İdare bir süre sonra Bursa’nın hava kalitesinin gelişmesi için daha sıkılaştırıcı bir tedbiri öneren karara imza attı. Organik buhar ve gaz emisyonları için VOC yönünden en az %80 verimle çalışacak bir filtrasyon yapılmasını şart koştu.
Mevcut durumda hem Valilik hem de sanayicileri temsilen BTSO tarafından yağ filtrelerinin tesis edildiği ifade ediliyor. Bu noktada kararın öngördüğü %90 verimin nasıl tespit edileceği noktasında bazı teknik tartışmaların devam ettiği görülüyor. Diğer yandan VOC azaltmak için filtrasyon yatırımı açısından sanayiciler zamana ihtiyaçlarının olduğunu ifade ederek süre talebinde bulunmaktadır.
Bu işin ortaya konulması gereken tarafları vardır.
Sanayiciler çevre için bir şeyler yapmak istemektedir.
Hava emisyonu önleyici teknolojilerinin ülkemizde uygulamaları açısından çok fazla tecrübemiz yoktur, bu konuda bilgisi ve kabiliyeti olan yeteri sayıda ve kalitede taahhüt firmaları da mevcut değildir.
Emisyon azaltıcı yatırımların veriminin kantitatif olarak ortaya konması noktasında belirsizlik vardır. Bu sorunun çözülmesi gerekmektedir.
Sözü edilen filtre yatırımlarının önemli bir mali portesi vardır. Bu haliyle Çorlu, Denizli vb. illerde faaliyette olan tekstilcileri daha rekabetçi hale gelmesine neden olabileceği düşünülmektedir.
Bu önlem yerine Bursa’da boyahane kapasitesinin sınırlanmasının çevresel anlamda daha faydalı olabileceğini öne sürenlere rastlıyoruz.
Tekstilciler, yabancı firma denetimlerinde küresel boyutta muayene edildiklerini ifade etmektedir. Özellikle kullanılan kimyasalların su bazlı ve biyobozunur olduğunun altı çizilmektedir. Görüldüğü kadarıyla, Valilik, BTSO ve Bakanlığın birlikte çalışmasıyla bu konuda sağlıklı ve amaca hizmet edecek adımların atılabilecektir.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?