Adına, kim, niçin Corona veya Covid-19 demiş bilmiyorum ama, bildiğim tek şey var ki, bu bela dünyanın başını daha çok ağrıtacak. Gündemde böyle bir illet var iken, başka şeyler yazmaya el varmıyor.
Her sabah yeni ölüm vakalarını duyup, akşamları da toplam sayıyı öğrenmenin sıkıcı, üzücü ve korkutucu ortamındayız. İyi haberlere o kadar muhtacız ki, virüsü hayatımızdan çıkaracak her bir adımda büyük ümide kapılıp biraz rahatlıyoruz.
Virüsü önleyecek aşı ile ilgili haberleri dikkatlice okuyor, merakla bekliyoruz.
İlk olarak iki Türk bilim insanının buluşu bizi daha da fazla sevindirip mutlu etti.
Günlerdir dünyanın en çok konuştuğu kişiler olan Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türeci verdikleri müjdeyle tüm dünyaya umut oldular. Çünkü koruyucu özelliği yüzde 90’ın üzerinde olan bir aşı geliştirdiklerini gururla açıklıyorlardı.
Türk bilim insanı Şahin, geliştirdikleri Covid-19 aşısının “virüsün başını ezip”, 2020’de dünyayı esir alan salgına son vereceğinden emin olduğunu söylüyor.
Bunun yanı sıra ünlü Amerikan ilaç devi Pfizer, yaptıkları çalışma sonucunda deneme verilerinin Covid aşısının enfeksiyonu önlemede yüzde 90 dan fazla etkili olduğunu söylüyor.
Pfizer’in Türkiye kökenli Başkanı Albert Bourla, deneme sonuçlarını açıklarken “Bilim ve insanlık için harika bir gün” diyordu. Bunlar gerçekten çok güzel ve bizleri de rahatlatan haberler.
Fakat, bu iki firma ne kadar aşı üreterek dünyada yaşayan ve bu virüsten kendini korumak isteyen yüz milyonlarca insana nasıl derman olacak. Bazı tahminlere göre, Pfizer ve BioNTech 2020 yılı içinde 50 milyon kadar aşı dozu ve 2021 de 1,3 milyar doz aşı üretebilecek. Diyelim ki ilk etapta bu kadar aşı, 50 milyonu aşan vaka sayısı için yeterli olur. Aralarında Türkiye’nin de olduğu bir çok ülke aşı üretebilmek için büyük gayret gösterdiği için yetersizlik söz konusu olmayacaktır. Ama burada en önemli sorun üretimden ziyade dağıtım sürecinin nasıl işleyeceği konusudur. Yani aşıya erişimde sorunlar yaşanır mı, yaşanmaz mı? Sorun budur.
Kısa adı IATA olan Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği, dünya üzerindeki tüm ülkelerin hükümetlerini Covid-19 aşılarının dağıtımı konusunda hava kargo paydaşlarıyla dikkatli bir planma yapmaya çağırdı. Birlik, tesis, güvenlik, sınır süreçleri ve kapasiteler konusuna dikkat çekerek, yaptıkları hesaplamaya göre dünyadaki 7,8 milyar insana tek bir doz aşı için, 8 bin adet Boeing 747 tipi kargo uçağına ihtiyaç olacak diyor. Dünyada toplam uçak sayısının 25 bin civarında olduğu ve bunların da 4 bine yakınının kargo uçağı olduğuna göre demek ki, bu uçaklar bu kadar çok aşıyı zaman kaybetmeden gideceği ülkelere taşıma operasyonunda yetersiz kalır.
Salgının ilk dönemlerinde dünyadaki tüm ülkeler koruyucu malzeme (maske ve dezenfektan) temin etmek için, nasıl ki, yetersiz kalan kargo uçaklarının yanı sıra yolcu uçaklarını kullandıysa, şimdi de aynı şeyi yaparak sorunu çözecektir.
IATA’nin CEO’su Alexandre de Juniac, “Covid-19 aşılarını güvenli bir şekilde sunmak, küresel hava kargo endüstrisi için yüzyılın misyonu olacak” diyor ve dev operasyonun önemini vurguluyor.
Aşı çalışmalarında görev alan bilim insanları aşının sağlıklı koşullarda muhafazası ve taşınması için -80 °C’nin sağlanması gerektiğini belirtiyor.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, koronavirüs aşısının Türkiye’ye gelmesi halinde saklayacak özel donanımlı dolaplarının olmadığını söyledi. Ceyhan, bu kadar az sürede aşının getirilip, uygulanabilmesini hayal etmenin zor olduğunu belirterek, “O altyapının hazırlanıp, bu aşının uygulanması, nereden bakarsanız bakın 5-6 aydan önce olması mümkün değil” dedi.
Sonuç olarak, şunu söyleyebilirim, bilim adamları büyük bir gayretle aşıyı buldu. Bundan sonra seri üretimine geçilmesi aşının tüm dünyaya en hızlı ve en sağlıklı bir şekilde zamanında ulaştırılması en önemli sorun olarak karşımıza çıkacak.
Burada iş havacılara düşmektedir. Nasıl bir sınav vereceklerini birlikte göreceğiz.
Sağlıklı yarınlar diliyorum.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?