Geçen hafta cep telefonu konusuna kısa bir giriş yapmıştım. Başlangıca tekrar dönersek; nasıl başlamış, nasıl gelişmiş, bir bakalım...
Martin “Marty” Cooper 1928 doğumlu Amerikalı bir mühendis. Kablosuz iletişim endüstrisinde; özellikle radyospektrumu yönetiminde, alanında 11 patenti olan bir öncüdür. Cooper 1970'lerde Motorola’da iken 1973'te ilk avuç içi cep telefonunu icat etti; onu geliştiren ve 1983'te piyasaya süren ekibe liderlik yaptı.
İlk cep telefonu 800 gram ağırlığında, 25 cm kalınlığında bir cihazdı. Ülkemizde ilk cep telefonu görüşmesi 23 Şubat 1994 günü gerçekleştirildi. İlk GSM operatörü ise aynı yıl 900 Mhz frekansında hizmete başlayan Turkcell oldu. Bunu 2 ay sonra hizmete başlayan Telsim izledi. İlk görüşme dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Başbakan Tansu Çiller arasında yapıldı. Hayli hacimli olan ilk cep telefonları tuşlu ve iki satır ekrana sahip olmalarının yanı sıra, şehir içinde dahi her noktada GSM hizmeti olmaması dolayısıyla kısıtlı bir kullanım alanına sahipti.
Türkiye'de 1991 yılında araç telefonları sayesinde 1G teknolojisi ile tanıştı. Ardından internet 1993'te hayatımıza girdi. Cep telefonuyla görüşme, SMS ve veri aktarımı gibi imkanlar sunan 2G teknolojisi ise 1994'te kullanılmaya başlandı.
O yıllarda telefon görüşmesi yapmak dışında servis sunmayan ve sadece büyük şehir merkezlerini kapsama alanına alan GSM operatörleri üzerinden telefon görüşmesi yapabilmek için fiyatları 1000-2000 dolar aralığında olan cep telefonlarından almak gerekiyordu.
Uzun yıllar 2G teknolojisini kullanan Türkiye, 2009 yılında 3G’ye geçti. Ardından 1 Nisan 2016 yılında da 4.5 G’ye geçiş yapıldı. Cep telefonları; başından beri sağlıkla ilgili tereddütler yaratmıştır ve bu halen devam ediyor. Araştırmaların sonuçlarının tam olarak alınması için daha epey zaman geçmesi gerekiyor.
Finlandiya'da (Nokia üreticisi ve çok güçlü bir Ar&Ge departmanı var) insan hücreleriyle ve canlı farelerle yapılan 2 yıllık bir deneyin ilk sonuçlarına göre cep telefonları; zararlı maddelerin beyne kan yoluyla girmesini engelleyen kan bariyerlerine zarar veriyor. Küçülen bariyerler beyne ulaşan zararlı molekülleri filtreleme görevini tam olarak yerine getiremiyor. Selçuk Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre ise cep telefonu kullanımı Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıkların oluşma riskini artırıyor.
Cep telefonu ve kanser arasındaki ilişkiyi araştıran en kapsamlı çalışma Danimarka'da yapıldı. Aralarında 10 yıldan daha fazladır cep telefonu kullanan kişilerin de bulunduğu 420.000 kişinin katıldığı bu araştırmada; cep telefonu ile hiçbir kanser tipi arasında bağlantı kurulamadı. Bunun dışındaki araştırmaların çoğunda da cep telefonunun kanser riskini artırdığına dair bir bulguya ulaşılamadı. Birkaç araştırmada beyin kanseri olan kimselerde cep telefonu kullanılan tarafta kanser gelişme riskinin yüksek olduğunu gösteren bulgular elde edildi. Fakat aynı kimselerin beyninin diğer yarısında kanser gelişme riskinin de düştüğü gözlendi.
Oyun, SMS gibi görsel öğelerin uzun süre kullanımı göz yorulmasına ve baş ağrısına neden olabilir. Aynı şekilde sesli öğelerinin uzun süre, yüksek ayarda ve özellikle kulaklık ile kullanımı; geçici ve kalıcı işitme kayıplarına ve baş ağrısına neden olabilir.
İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre direksiyon başında cep telefonu kullanımı dikkati %30 oranında azaltıyor. Bu etki yasaların izin verdiği maksimum alkol miktarının yaptığı etkiden daha fazladır. Birçok ülkede direksiyon başındayken elde cep telefonu kullanımı kanunen yasak. Yasalarda yapılan son değişikliklerle “ahizesiz” (hands-free) kullanım da yasaklanmaya çalışılıyor.
Haftaya devam edebilmek umuduyla...
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?