Ancak bazı durumlar olur ki; yazılı sözleşme yoktur, veya sözleşme yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinizi çeşitli yollarla kanıtlamanız gerekir. Belki de bir hukuki hakkınızın ihlalini tespit etmelisinizdir.
“Ama bizim aramızda sözleşme yok.” “Ben bir şey imzalamadım.” – Bu gibi ifadeler sıkça karşımıza gelir. Halbuki, kanunlarda yazılı şekilde yapılması ön görülen, özel usule tabi sözleşme tipleri dışında; böyle bir zorunluluk yoktur. Ayrıca ıslak imza olmasa dahi, artık “dijital imza”, “e-imza” “elektronik Yönetim Kurulu” gibi yenilikler epey kullanılmakta. Yine bu köşede geçtiğimiz Kasım ayında “elektronik imza ile sözleşme” konusunu özetlemiştik.
Örneklerle devam edelim. Yazılı kira sözleşmesi yapmadınız. Ancak kiracınıza eksik kiraları ödemesi için mesaj gönderdiniz ve o da bu mesajlara cevap verdi. Dava yoluna gittiniz. Örnek bir Yargıtay kararına göre; mahkeme hakimi bu mesajların gerçek olup olmadığını inceletir, ve eğer gerçek ise, buna göre karar verir. Sonuç olarak, “sözleşmeniz vardır”. Diğer bir örnekte ise, arkadaşınıza borç para göndermiş, ancak açıklamaya “borç” olduğunu ifade eden bir ibare eklememişsinizdir. Açtığınız davada, borçlu arkadaşınız, “alacağımın karşılığını aldım, borç değildi, zaten havale açıklamasında borç olduğu da yazmıyordu” savunmasında bulunmuştur. Yine bir Yargıtay kararına göre, taraflar arasında önceden gönderilen mesajlar, SMS’ler, whatsapp konuşmaları; mahkeme tarafından incelenmelidir. Eğer itibar edilebilir mesajlar var ise, buna göre değerlendirme yapılması ve haklılığa karar verilmesi gerekmektedir.
Peki neden? Hukuki açıklaması kısaca şu şekilde: Evet, senetle ispat zorunluluğu çoğu durumda mevcut, ve senetle ispat zorunluluğu olan durumlarda kural olarak tanık ifadesi kullanılamaz. Ancak; elektronik haberleşme mesajları (e-mail, whatsapp, telegram..) ve hukuka uygun şekilde alınan ses kayıtları, kanunen belge niteliğindedir. İşlemin muhtemelen var olduğunu gösteren bu “belge” mevcut ise, delil başlangıcı vardır. Delil başlangıcı var ise, tanık ifadesine de başvurulabilir; ve hukuki durumunuzu ispatlayabilirsiniz.
Elbette durum her zaman bu kadar siyah ve beyaz değil. “Deepfake” ile ülke başkanlarının birebir sahte video içeriklerinin bile oluşturulabildiği dönemde, mesajların sahteleştirilmesi de muhtemel. Orada hukukun farklı dalları ve teknik uzmanlar devreye giriyor ve görüş oluşturuyor. Zaman damgası ve e-imza ile tespit, noterde e-tespit gibi yöntemler; bu aşamada kullanışlı olabiliyor. Bu nedenle, aslında sayfalarca, bazen yüzlerce sayfadan oluşan yazılı sözleşme ve işlemler, hukuki meselelerde tarafların haklarını “senelerce” elde edememesinin önüne geçiyor.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?