“Neden belediye evin içine giriyor ve insanın yaşam alanına müdahale ediyor?” Bu durum evini müteahhit ya da emlakçıdan alan insanların pek de farkında olmadığı bir durum. Gelir, satın almak istedikleri evi gezer, ya da projeyi, planları inceler beğenirse alır. Müteahhit ise nasıl bir konut inşa edeceğine dair taleplerini iletir, mimar çizer ve ilk yapım aşamasında belediye ile muhatap olur. Konulmuş yönetmeliklere uymak adına, şu kapı burada olmaz, bu duvar şurada olmaz gibi pek çok müdahaleye uğrar. İmar planları binalarla ilgili ana kısıtlamaları vaaz eder. Şehirleşmenin, ortak yaşamın gereğidir bu. Emsal budur, yaklaşma mesafesi şudur, maksimum kat adedi de şudur denir ve sınırları çizilir. Sonra, emsal dışı alanlar diye başlayan istisnaların tarifi tanımlanır ve pek çok istismarın da kapısı açılır. Arkasından herkesin birbirini kandırma muhabbeti başlar. Mimarlar şöyle tavsiyeler verir: “Biz bunu böyle gösteririz, siz sonra değiştirirsiniz.” Bu ne şimdi? Aslında yapılanı bilmeyen yoktur, bu bir kendimizi kandırma oyunudur, bir kapıdır, daha büyük oyunların hazırlık devresidir. Belki bu durumdan belediye çalışanı rahatsızdır. Ancak ne yapsın, yönetmelik böyledir.
Değerli yönetmelik, sen ne için varsın? Amacın insanların güvenli, huzurlu ve kaliteli yaşam alanlarında yaşamasını sağlamak değil mi? Öyle ise milletin evinin içinde ne yapacağı, hangi duvarı nereden öreceği, kapıyı nereye yapacağı, çatı arasını kullanmak isteyip istemediğinden sana ne? Bırak ne istiyorsa yapsın, yapmak istediği gibi de çizsin getirsin. Ki dürüstçe projesini ortaya koysun. Müteahhit ya da mimar dürüstçe ufkunu, hayalini kağıda döksün, gerçekleştirsin. Saçma kısıtlamalarla insanları yalana, sahtekarlığa mahkûm etme.
Sen dış sınırları çiz. Emsali de söyle. Ama şimdiki gibi yüzde 30 kadar da müştemilat yerine, emsali yüzde 30 artır, ister balkon yapsın, ister depo yapsın, ister garaj yapsın, isterse de oda yapsın. İsterse tek katlı, isterse iki ya da 3 katlı yapsın. Emsali aşmasın, yaklaşma sınırlarını ihlal etmesin, maksimum kat sınırını aşmasın yeter. İmara bakıyorsun kaks/taks 30/60 diyor. Tek katlı ev istiyorsun olmuyor. İlle iki kat yapacaksın. Tek kat yaparsan emsalin yarısını kullanamıyorsun. Bırakın hayallerindeki gibi yaşasın insanlar, kuralları da buna göre düzenleyin, canı gönülden uysunlar. İmar planları insanca bir yaşam, daha kaliteli yaşam adına yapılmıyor mu? Kontrol geliyor diyor ki, “Binayı her taraftan 5 cm. büyütmüşsün.” “Hayır büyütmedim. Mantolama yaptım. Proje duvar dışından duvar dışına ölçü.” Proje tartışma ya da yoruma açık olmamalı, her şey açık şeffaf ve dürüstçe olmalı. Yarın kimse gelip senin yanına ya da bölgene gökdelen dikmemeli. Efendim, bodrum kısmen emsal harici, meyilli arazide girişi bodrum gösterelim emsal kazanalım. Hayır yapmayalım. Eğimli arazide kat kazanalım, yüksek yerden kot alırsak kat kazanırız. Neden illa sahtekarlık peşindeyiz? Çünkü sistem izin veriyor. Bu saçmalıklardan vazgeçelim. Böyle yaptıkça suistimalleri önleyemeyiz. Suistimal her taraftan gelebilir, şu işin içine siyaseti sokmaktan vazgeçelim. Sistem adeta düzenbaza oyun alanı gibi tasarlanmış, bunu engellemek zorundayız.
Hatırlayın Bakanlık imar yönetmeliğini değiştireceğim demişti, dağ taş arsalara ruhsat çıkarıldı. Belediyeler 6 ay başını kaşıyamadı. Son gün gece yarılarına kadar ruhsat imzaladılar. Neymiş, eski imar yönetmeliğine göre yer kazanmış. Gelin bakın iki kat imarlı yerlerde 4 kat apartman. Biri bodrum, biri çatı arası. Her biri ayrı bir çirkinlik abidesi. Belediyeci diyor ki çatı eğimini azalt. Neden diyorsun? Sonradan çatı arasına oda yaparsın. Ne olur o zaman kim ne kaybeder? Bırak niyeti buysa projede de göstersin. Çatı arasına oda yapıyorsa merdiven gerekecek. Kazandığı oda, kaybettiği merdiven alanı kadar ama ille de istiyorsa bırakın yapsın. Serbest demek ne kaybettirir?
Suiistimale açık ne varsa daha da açılsa, suistimal önlenir. Pek çok detay lüzumsuzdur. Komşuyu rahatsız edecek, sokağa zarar verecek engelleri koymak ile şehrin genel siluetine uygun planlama yeterlidir. Mevcut emsalin üzerine emsal harici diye kullandırılan yüzde 30 ilave edilip, plancıyı rahat bırakmak mimarların ufkunu açacaktır. Simge yapılar yapmanın ancak böyle önü açılır, şehrin mimari silueti gelişir, güzelleşir.