USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Japonya mı dediniz?

23-11-2021

Diğer tarafta yabancıların ülkemize ekonomik savaş açtığını iddia edenler bulunmakta. Kafiye arayışına, “Bakın Japonya’ya bir dolar kaç Yen ediyor?” diye soranlarında katıldığına şahit oluyoruz.
Ekonomik alanda Japonya çok özel bir duruma sahiptir, neden mi?
Bugün yaşanan korkuların kaynağı Japonya’dır da ondan.
Şimdi anlatmaya başlayalım…
II. Dünya Savaşı’ndan sonra yıkılan Japonya, askeri harcama yapmasının yasaklanması ve milli duygularla toplumun disiplinle çalışması sayesinde kalkınmaya başladı. Japonya tüm gücünü üretime verirken altyapı projelerini erteledi. Elindeki avucundaki her şeyi ve tüm insan kaynağını küresel üretim üssü olmak için harekete geçirdi. 
Özellikle otomotiv ve elektronik alanında dünya liderliğini eline geçiren Japonya artık herkesin gıptayla baktığı bir başarı hikayesi yaratmıştır. 
Türkiye ekonomisini yönetmiş, Japonya’da ülkemizi temsil etmiş, Türk Japon Vakfı’nın Başkanı Prof. Dr. Cafer Tayyar Sadıklar’ın “Zirvedeki Japonya” kitabını 90’larda okumuştuk. Kitaptan aklımızda kalan ana hatlar böyleydi. Kitaptan hatırladığımız diğer bir anekdot, Japonya’nın dış ticaret fazlasını azaltmak için mücadele etmesiydi.  Bu amaçla en etkin proje olarak her yıl 10 milyon Japon’un yurtdışına seyahate gönderilmesi olarak hayata geçmiştir. Uygulamayla Japonya dış ticaret fazlasını azaltırken insanının görgüsünü arttırmayı hedefledi. Bugün dünyanın her noktasında elinde fotoğraf makinesi ve şemsiyesi olan Japon turist görmemizin nedeni budur.
Japonya tüm bu büyük ekonomik gelişimi gösterirken, finansal alanda daha önce görülmemiş şeyleri tecrübe etti.
Japon halkı üretti, zenginliği hissetti. Varlık oluşmaya başlayınca Japonlar finansal enstrümanların farkına vardı. Kredi, hisse senedi, bono, gayrimenkul v.b. tüm varlıkların değerleri akıl almaz noktalara ulaştı. Her Japon bir spekülatör olmuştu artık. Tarihsel anlamda pirinç ticaretinden spekülasyona yatkınlılarının olması da balon oluşumu güçlendirdi.  Japon Yeni’nin çok değerli olması sayesinde Japon şirketler dünya finans piyasasında çok önemli bir yere ulaştı. Gelinen noktada artık İngilizi, Amerikalısı, Japonya Balonu’ nu şişirilmesine katılmaya başladılar.
” Japon Rüyası” herkesi büyülemişti…
Ta ki; 29 Aralık 1989 gününe kadar. O tarihe kadar onlarca yıl durmadan yükselen Japon Borsası akıl almayacak kadar şekilde çakılmaya başlayacaktı. Sadece borsa endeksi mi, bonolar, gayrimenkule bağlı enstrümanlar her şey sürekli değer yitirmeye başladı. 
“Varlık Balonu” bir defa patlamıştı; yıllardır başarı haberleri gelen şirketlerden, artık şişirilmiş bilanço haberleri gelmeye başlamıştı.  Nasıl yükselirken iyimserlik sarmalı olmuşsa şimdi sırada kötümserlik sarmalı vardı.
Balon sönmeye başlayınca daha önce ekonomi kitaplarında okunan deflasyon olgusuyla tanışılmıştı. Deflasyon nasıl bir şeydi? İyi miydi, kötü müydü? Ne kadar sürerdi? Dünya ekonomi tarihinde önemli bir deneye tanık olunuyordu. Ödüllü ekonomistler, yazarlar Japonya’ya giderek oradan bildirmeye başlamışlardı.
Deflasyon başlamasıyla Japonya bedava para dağıtmaya başladı ancak Japonlar para harcamaya yanaşmıyordu. Ekonomi soğumaya başlayınca faizlerin eksiye gitti ancak hala kimse üzerine ödül verilen borcu almadı. Her şeyin değeri düşerken ekonomi yönetimleri ne yaparsa yapsın gidişat değişmedi.  Japon Yeni değer yitirsin diye çok büyük gayretler gösterildi. Japonya büyüsü bozulmuştu, dünya ekonomi pastasından aldığı payda azalmaya başlamıştı.  Japonya tüm çabalara rağmen deflasyondan çıkabilmiş değil.  Yen’in değeri bu kadar erozyona uğratılmış halinde bile bir yabancının Japonya’ya turist olarak gidebilmesi zordur.
2002 yılından günümüze gelişen “Küresel Varlık Balonu” hep Japonya örneğiyle izlendi.  Eğer bu balonun patlaması Japonya’dakine benzer neticeler getirecekse o zaman balonun patlaması bir şekilde önlenmeliydi. 
İşte Japonya korkusu bugün dünya ekonomisini esir almış durumdadır.  Yakın gelecekte dünya ekonomi tarihine yeni sayfalar ilave edilecek gibi görünmektedir.
 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?