İnsanda bu niteliklerin varlığı soyut değil, bir gerçektir. Bu niteliklerden biri ya da birkaçından yoksun olan insan ise düşüncede duraksama olmasa da kişisel ve toplumsal davranışları ile sadece umutsuzluk değil, eylemleriyle suçun konusu olmaktadır.
Çağımızda, özellikle üstte belirtilen niteliklerden tümü ya da bazılarından yoksun olanların, ister psikolojik ister fiziki olarak kadınlara karşı eylemlerinin artışı üzücü seviyelere varmaktadır. Yazılı ve görsel medyada bu eylemlerin ateşinin yükseldiği ülkelerin önde gidenlerinin, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri olduğu can yakıcı olmaktadır.
Bu durum, insanın yalnızlaşmasına ve güvensizliğine yöneltip, topluma daha güçlü bağlı kılmaktadır. Ancak, karanlık giysili insanların bu durumu ebedi bir kader olmasa gerekir.
Diğer yandan, bunların suçlarına karşı verilecek cezaların artırılması da bir çözüm olarak düşünülmemelidir. Konu; aile ve okulda verilen eğitim - öğretim yanında, toplumun bilinçlenmesi ile alınması gereken olası diğer önlemlerin araştırılarak çözümler üretmektir.
Karanlık giysili insanların aydınlığa kavuşması dileğiyle, tüm hanımefendilere (kadınlara) alttaki şiirimi bir damla tebessüm vereceği umudu ile saygı ile sunmaktayım.
“KADINA ŞİDDETE SON
Göz yaşlarını kader sanma
Acılara son, sil gözlerini.
Kadın ağlatılamaz, hayal sanma
Karanlıktan aydınlığa ilahi müjdeyi.
Gönlü sevdalı, çiçek kadına
Varlığımız, hayatımız, kadının sevgisi.
Azap gerek kadına el kaldırana
Kalkan eller, inecek ebedi.
Kalbini sevgiye açmış kadına.
Kandillerle süslü mutlu kaderi
Sabah güneşi, doğmakta kadına.
Adalet isteyen cennet meleği.”
Ailenizle esenlik ve mutluluklar diler,
en içten saygılarımızı sunarız