Bu konuda yazan özellikle Selahattin İpek ve Abdullah Tolu üstatların yazılarını takip etmekle yetinmeye çalıştım. Bu yazımda da özellikle onların yazılarından faydalandım. Artık yazı yazma sırası geldi kanaatindeyim.
İlk düzenleme olarak 19 Aralık 2018 tarih ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de 476 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu Karara göre, Türkiye’de mükellefiyeti olmayan; Google, Facebook, Twitter ve benzeri firmalara yapılan internet reklam ödemeleri ve bunun karşılığında adı geçen firmalardan gelen faturalar için 01.01.2019 tarihinden itibaren hem Gelir Vergisi Kanunu 94. Maddesi 1. fıkrası ve hem de Kurumlar Vergisi Kanunu 15. Maddesi 1. fıkrası bağlamında, %15 stopaj ve sorumlu sıfatı ile KDV uygulaması kapsamına alınmıştır. Ayrıca tam mükellef kurumlara ödemelerden yapılacak kurumlar vergisi stopajı oranı ise yüzde 0 olarak belirlendi.
Bu karara göre, İnternet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin olarak, bu hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere;
•Mükellef olup olmamasına bakılmaksızın gerçek kişilere yapılacak ödemelerden %15,
•Dar mükellef kurumlara yapılacak ödemelerden %15,
•Türkiye’de kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan kurumlara yapılacak ödemelerden %0
Oranında stopaj yapma yükümlülüğü getirilmiştir.
Söz konusu düzenleme, “ticari kazancın vergilendirilmesi” ve “işyeri oluşması” maddelerinin uygulanabilirliği bakımından, Türkiye’nin taraf olduğu Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları çerçevesinde tartışmalara neden olmuştur.
Sonuç olarak; Selahattin İpek’in deyimiyle,
İnternet üzerinden, ister reklam hizmeti verenlere yapılan ödemelerden, isterse Reklam hizmetlerine aracılık edenlere yapılan ödemelerden, yapılacak kesintilerin beyanı elbette bazı meslektaşlarımız tarafından yapılmakta iken, tüm bu yükümlülükleri beyan yolu ile müşterilere tahakkuk ettirme işlemi ve yine Gerçek Kişiler nezdinde mükellef olsun veya olmasın mutlak olarak kesinti yapılarak mali sisteme dâhil edilmesi yeni bir uygulamadır.
Sınırlarımız dışındaki güçlü sermaye, insanımıza fazla vergi ödetmektedir.
İnternet ortamında hizmet veren firmalar, ülkemizde iş yeri açmıyor, ceza veriyor ve düzenlememize bir türlü uymuyorlar. En son Facebook ve İnstagram, reklam verenlerine göndermiş olduğu e-posta bilgilendirmesiyle, ticari amaçlı reklam verenler için KDV zorunluluğu getirdi. Gerekli ayarların nasıl yapılacağı anlatılıp bu ayarlar yapılmazsa, sistem tarafından otomatik tarama yapılıp %18 yasal KDV ödemesi alınacaktır. Şeklinde bir duyuru yayınlamıştır. Özellikle Facebook İreland Ltd. dan satın alınan reklam hizmetleri için %18 KDV alınmaya başlanmıştır.
BU FİRMALARDAN BİRÇOĞU TÜRKİYE’YE TEMSİLCİ ATAYACAKLARINI BİLDİRMELERİNE RAĞMEN HALEN TEMSİLCİ ATAMAMIŞLARDIR. ÖYLE İSE KESİNTİLER TÜRKİYENİN DÜZENLEMELERİNE GÖRE DEVAM EDECEKTİR.
Okurlarımız internet reklamları yapıyorlarsa bu düzenlemelere uymalı ve gerekli stopajları yapmalıdır. Maliye, bu ödemelerden stopaj yapılmasında ısrarlı olup bu konuda birçok özelge vermiştir. Konu yargıya da taşınmıştır. Yargı ; kanuni ve iş merkezi tarifinden hareket ederek çifte vergilemeyi önleme anlaşmalarına göre kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayan Google, Facebook, İnstagram, Amazon, Twitter vb.lere verilen reklamlar nedeniyle yapılan ödemelerden stopaj yapılmaması gerektiği, çünkü, bu şirketlerin söz konusu hizmetleri Türkiye’de bir işyeri açarak elde etmedikleri, internet sitelerinin çifte vergilemeyi önleme anlaşmalarında yer alan “işyeri” kapsamında kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı, Türkiye’nin bu gelirleri stopaj usulü de dahil olmak üzere vergilendirme yetkisinin olmadığı görüşündedir.
Bu karara göre acaba yargı, dünyadaki gelişmelerin farkında değil mi ki, işyeri tarifine dayanarak Türkiye’nin vergilendirme yetkisi olmadığı konusunda görüş bildirmektedir. Yalnız bugüne kadar verilen kararların tamamı ilk derece mahkemelerine ait olup bu konuda üst yargı konumundaki Danıştay tarafından verilmiş bir karar yok
Bize göre,
a. VUK 156’ncı maddesine ELEKTRONİK İŞYERİ tarifi yapılarak bu tarif eklenmelidir
b. Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarındaki iş yeri tanımına da elektronik işyeri tarifi yapılarak ilave edilmelidir.
c. Bu düzenlemeler yapılmasa da reklam verenler, ülkemizin düzenlemelerine uymak zorundadır.
Aksi takdirde gerek yurt içinde ve gerekse uluslararası olarak internet reklamları ve yapılacak vergilendirme ve kesintiler konusundaki ihtilaflar çoook uzun müddet devam edecektir görüşündeyim.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?