Dava veya uyuşmazlık dosyalarının önemli bir oranı da bu süreç iyi yönetilemediğindendir. Yaşamımızın pek çok alanını da bu süreç oldukça fazla etkiler. Bazılarımızın yaşamı kararır hatta, bazılarımız için de ağırlığı farklı travmalar bırakır.
İş yaşamında işçi işveren iş akdinin sonlandırılmasından girelim. Ülkemizde ortalama her yıl sayısı yüz binleri aşan iş davası ihtilafı yaşanıyor. Bir o kadar da arabulucuya yapılan başvurular, en az iki o kadar da resmi ortamlara yansımayan sıkıntılı iş fesih süreçleri.
Ortaklık hukukunu, müşterek hareket etme beceri ve yeteneklerimizi yeterince geliştirip beceremediğimiz için hukuk ve özellikle ticaret mahkemelerine, keza ceza mahkemelerine yansıyan eski ortakla yaşanan on binlerce yüz binlerce uyuşmazlıklar…
Yine evliliklerin sona ermesi ayrılık ve boşanma süreçleri ki en sıkıntılı ve kitaplara filmlere gazetelere yansıyan en popüler uyuşmazlıklar, bir derneğin yönetiminin uzaklaştırılması genel kurulları, uzayıp gider liste. Basit bir mutfağın tadilatından tutun, fabrika binası yapımına uzayan yelpazede bir işin bitirilmesi hesaplaşma, yapılanları yapılamayanları ortaya konup, hesabı kitabı bitirip üstatlarımızın atalarımızın helalleşme dedikleri o mübarek süreç, ne de sıkıntılı oluyor değil mi.
Oysa evlilikler, gülücüklerle, sıcak his ve umutlarla, yüzleri aşan davetlilerle mutluluklara yelken açılmasına şahit olunur, ya ayrılık-fesih süreci? Tek bir şahit bulunamaz bazen, hoş bulunabilse de şahidin şehadetini dinleyerek evlilikte kusuru kusurluyu bulup hüküm vermek ne denli kolay ya da doğrudur?
Evli çiftlerin boşanma aşamasında bir diğerinin aileleri ile birlikte yaşamlarını karartmalarının normal karşılanması bile normal bir durum mudur? Sorgulanmalıdır.
Yine, iş akdini, iş ilişkilerinin sona ermesi sürecinin yarısında facia yaşanması, iş mahkemelerine koşulması, düşmanlık güdülmesi normal midir? Vadeli alım satımlarda, sözü verilen alışverişlerde bu denli yüksek oranda sözün uyuşmazlıklarla noktalanması keza.
Ya da her hangi bir yer zamanda sözleşilen anlaşmada, söz gelimi kira akdinde taraflardan birinin tahliyesi anında, hepsi neden sancılı geçer? Neden depozitoların üstüne yatılır? Ya da o tahliye anında iki taraf neden bu kadar yorar kendini? Bu denli yüksek oranda tarafların ihtilaf yaşanması incelemeye değmez mi? “İnsan gibi boşanabileceğin birini bulursan evlen” diyordu bir söz. Çok etkileyici, kitap kadar çok mesaj içerir. Hep yakındığımız o eski nişanlı, eski eş, ayrıldığı ortak lafı ile başlayan suç haberlerini hatırlatan olaylar. Bir başka söz, “Türk gibi başlayıp, Alman gibi devam ettirip, İngiliz gibi bitir” diyor. Bu sözde de yüksek anlamlar var. Sözlerin özü. Sözleşme, ilişki ya da işleri başlatmak kadar, devam ettirmek kadar bitirebilmek de bir ahlak, yetenek, beceri ve medeniyet olgunluk seviyesini işaret ediyor. Sokağa, hayata, mahkemeler istatistiklerine, yıllar alan yargılama tahtasına göz attığımızda “Fesih süreçlerinde” başlama-girişim süreci ile ters orantılı biçimde “çok kötü” olduğumuz su götürmez gerçek. Toplum, insanın aynası, bu süreçteki yerimiz de medeniyetler seviyesindeki yerimizi ortaya koyan bir başka fotoğraf. Başarılı insan, mutlu olmak arzusunda olan insan, yapıcı insan, asıl “fesih” – “bitirme” sürecini iyi yöneten insandır. Bu süreci büyük travmalara götürmeyen toplumlar da her alanda ileri toplumlardır.
Yaşamınızda kaçınılmaz olan tüm fesih süreçlerini iyi yaşamanız dileklerimle.