Bilen bilir, bilemeyen dilerse internetten kısa bir okuma yapabilir; Vaat edilmiş topraklar diye bir olgu var. Ortadoğuda inanç temeline bağlı mücadelenin büyük bir şiddetle devam ettiğine tanık oluyoruz. Tarih boyunca bu bölgede her gelişmenin arkasında bir kavmin akılcı manevralarının olduğuna şahit olunmuş. İfade edilen durumun hala geçerli olduğuna hepimiz biliyoruz.Büyük Ortadoğu Projesi ve buna bağlı gelişen Arap Baharı sınırlarımıza kadar dayandı. Hatta yaklaşık üç milyon sığınmacı ve tarihin en büyük terör eylemiyle bize sıçradığı da telaffuz edilebilir. Arap Baharı Batı Akdenizden başladı ancak hedefinin Suriye olduğu anlaşıldı. Bugün Suriye ve Irak ki, vaat edilmiş toprakları içine alan iki devlettir (ortada devletler kaldıysa tabi), dünya terörizminin merkezi olmuş durumda. Devletlere muhalif yapılara bakıyorsunuz karşınıza azılı teröristler çıkıyor. Gerçekten bölgede At izi, it izine karışmış durumda. Sınırımızda tablo bu noktaya gelmişken biz de Irak ve Suriye sınırındaki yerleşim yerlerinde kandırılmış bazı vatandaşlarımızın ne amaca hizmet ettiğini bilmeden yaptıkları şiddet eylemlerine rastlıyoruz.Türkiye tarihinde ilk defa şahit olunan bu haince eylemler çok manidar. Vaat edilmiş toprakların ufak bir kısmının bizim sınırlarımız içinde kaldığını biliyoruz. Şu açıktır ki, Türkiyedeki, Iraktaki ve Suriyedeki terörün tek bir amacı vardır. Birbirleriyle savaşan terör gruplarının vaat edilmiş topraklar için karşı taraftakilerin kanlarını akıtmaktadırlar. Birileri tarafından din, köken farklılıkları kullanılarak kendi kendilerini imha ettirmektedir.
Bu öyle bir plandır ki, Rusya ve Türkiye gibi iki ticari ortağı bir şekilde birbirine düşürmüştür. Bölgenin güçlü devleti Türkiye bir ay gibi bir sürede Suriye ve Irakta oyun dışında kalmıştır. Irak ve Suriyenin kaderini değiştirmek bizim işimiz değildir. Ancak bize emanet edilen sınırları korumak için dini, etnik farklılıkları bir yana koyarak Ulus Devlet anlayışına sıkı sıkı bağlanmak durumundayız.
Bunun dışında Allah devletimize milletimize zeval vermesin demekten başka yapacak şeyimiz yoktur.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?