O yıllarda ülkemizde sanayi çok zayıf idi. Türkiye’de 80’e yakın EML vardı. Öğrenci sayısı da yaklaşık 30 bin civarındaydı.
Bir de günümüze bakalım. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2020-2021 verilerine göre ülkemizde 6.318.602 lise öğrencisi var. Bunlardan 1.452.331’i açık öğretime kayıtlı iken, 4.866.271 öğrenci de örgün eğitim görüyor. Toplam okul sayımız 67.124, öğrenci sayımız ise 18.085.943. Öğretmen sayımız 1.112.305, derslik sayısı ise 732.381.
Öğrencilerimizin 3.920.083’ü genel liselerde, 1.731.556’sı mesleki ve teknik liselerde, 666.963’ü 3’ü de imam hatip liselerinde eğitim görüyor. Rakamlara göre öğrencilerimizin üçte ikisi eğer bir üniversite kazanır ise meslek sahibi olabiliyor. Ancak kazanamaz ise yirmili yaşlarında bir mesleği olmadan “Vasıfsız Eleman” unvanıyla hayata atılıyorlar. Yanlış sistem, her yıl yüz binlerce “Vasıfsız Eleman” üretiyor. Sonuç olarak, sürekli övündüğümüz genç nüfusumuzun üretim potansiyelini değerlendiremiyoruz.
TÜİK’in yayınladığı güncel “Hane Halkı İşgücü Araştırması” sonuçlarına göre 15 ve daha yukarı yaştaki işsiz sayısı 3 milyon 894 bin kişi oldu. Özellikle 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfustaki işsizlik oranı %21,2’ye ulaştı.
Görüştüğüm sanayici arkadaşlar her fırsatta personel bulamamaktan ve bulunanı da iş yerinde tutamamaktan yakınırken, yüz binlerce insan da iş bulamıyor. İş dünyası; ülkemizdeki işsizliğin nedenini genelde “Türkiye’de işsizlik değil, mesleksizlik var” şeklinde açıklıyor. İş başvurularında “Vasıfsız Eleman” sayısının fazlalığından yakınıyor. Bir başka deyişle; kaynakçı, CNC operatörü, forklift operatörü veya üretim hattındaki herhangi bir operasyonu yönetebilecek uzman kişiler değil de fabrikadaki işleyişe dair hiçbir bilgisi olmayanlar iş başvurusunda bulunuyorlar.
Teknik eleman bulmanın zor olduğu şehirlerde birçok iş veren başka şehirlerden personel transfer ediyorlar. Fabrikaların personel, iş arayanların da iş bulamadığı Türkiye’de insan kaynağının doğru yönetilmediği görülüyor.
Özellikle genç nüfustaki işsizlik rakamları ve nitelikli personel sıkıntısı, devlet kurumlarını, STK’ları ve özel sektörü harekete geçirdi. Talebin karşılanması ve kısa sürede nitelikli eleman yetiştirilmesi için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, TOBB, Organize Sanayi Bölgeleri ve Belediyeler; hem meslek liselerine destek sağlıyor hem de “Mesleki Eğitim Merkezleri” kuruyor. Bu merkezlerde, mevcut insan kaynağına, simülasyon ve robotik teknolojiler ile hızlandırılmış mesleki eğitim veriliyor. Teknolojik ekipmana dayalı mesleki eğitim, meslek liselerinde de kullanılıyor.
Gelişmiş ülkelerdeki mesleki eğitimde; iş kazalarını ortadan kaldırmak, maliyetleri düşürmek ve pratik sayısını artırmak için simülatörler tercih ediliyor. Bu eğitimle; iş makinesi operatöründen otomobil montaj ustasına, ağır vasıta sürücüsünden kaynak operatörüne kadar pek çok sektör için uzman personel yetiştirilebiliyor.
Mesleksiz ya da yakın gelecekte mesleği yok olacak kişilere, yeni nesil eğitimler ile geleceğin meslekleri kazandırılarak yüz binlerce vasıflı eleman yaratılabilir.
Türkiye’de işsizlik probleminin çözümünde vasıflı eleman sayısının arttırılması önemli bir çıkış yolu olacaktır.