Gün geçmiyor ki; bir kadın şiddete, tacize, tecavüze uğramasın, öldürülmesin!
Kadın kuruluşları, gazeteci örgütleri anlatıyor, yetmiyor, kitapçıklar yayınlanıyor! Seminerler, paneller düzenleniyor, eğitimler veriliyor! Ama hala kadına şiddetin en uç noktası olan kadın cinayetleri eril dille kaleme alınıyor.
İşte size çok tıklanan yaygın medya haber sitelerindeki başlık:
“Malatya'da platonik aşk dehşeti! Babayı öldürdü, genç kıza ve annesine kurşun yağdırdı”
Kimisi önlerine hazır gelen başlığa takla attırmış:
“Malatya’da vahşet! Platonik aşkının babasını öldürdü | Genç kıza ve annesine kurşun yağdırdı.”
Katile platonik aşk adı altında masumiyet yükleyen bir ifadedir!
Bunun eril beyindeki algısı şudur:
“Vahhh, çok yazık, çocuk platonik aşıkmış! Aşkına karşılık bulamamış, kara sevda olmuş! Kız kim bilir çocuğu bu hale getirmek için neler yapmıştır!”
Birkaç yıl önce Umurbey’de yaşanan olayın benzeri… Kız öğrenci; derdi okuyup meslek sahibi olmak. Platonik aşık değil sapkın adam kıza takıyor; kızı okulunda evinin çevresinde rahatsız ediyor, aile birkaç kez şikâyet ediyor.
Sonuç; kız ve ailesi korunamıyor! Kızın babasını öldürüyor, kız ile annesi de canlarını zor bela kaçarak kurtarıyor!
Biz yazmaktan bıktık… Medyanın kadın cinayetleriyle ilgili dili sorunludur.
Defalarca yazdım; yine tekrarlayacağım:
Haberin dili erildir; bu cinsiyetçi dil, katile ya da saldırgana “Platonik aşk”; “namus cinayeti”; “Cinnet geçirdi” gibi ifadelerle masumiyet yüklemekte, kadına şiddeti normalleştirmekte, şiddet eğilimli erkekleri de cesaretlendirmektedir.
Hiç olmazsa farkındalığı olan editörlerin bu tür eril dille gelen hazır haberleri kopyala yapıştır yapmaktan ziyade mutlaka gözden geçirip düzeltmeleri gerekiyor.
Ayrıca bir kadının erkek arkadaşı ya da sevgilisi olması; boşanmayı ya da ayrılmayı istemesi, erkeğin aşkına karşılık vermemesi öldürülme sebebi olamaz…
SUÇU TACİZCİYE ‘HE’ DEMEMEK!
Yine insanı dehşete düşüren bir başka şiddet olayı da Sakarya’da yaşandı. 20 yaşındaki bir genç kız yolda yürürken 4 çocuk babası evli bir sapkın tarafından sözlü olarak taciz ediliyor.. İtiraz ediyor, arabanın fotoğrafını çekip polise şikayet edeceğini söylüyor. Suçu bu; tacizciye direnmek!
Sapkın önce kızı ezmeye çalışıyor, hırsını alamıyor, araçtan inip kızı sığındığı tekel bayisinde tekme tokat öldüresiye dövüyor! Bayideki er kişiler de seyrediyor.
Adam telefonunu parçalamaya dalmışken kız dükkandan fırlıyıp kaçıyor; cesur bir kadın, genç kızı aracına alıp kurtarıyor ve birlikte polise gidip şikayetçi oluyorlar.
Adam tutuklanmış; ama içeride ne kadar kalır bilemiyorum! Adamın saldırı suçundan 3 sabıkası varmış!
Adam hem suçlu hem güçlü kabilinden ifade vermiş; güya kız gitmiş durduk yerde ona aracın içindeyken tokat atmış; o da çileden çıkmış, o yüzden ne yaptığını bilmeden saldırmış! Yersen!..
Cezalar caydırıcı olmadıkça, kadınlar korunmadıkça, önlem alınmadıkça daha da artarak sürecek.
GELİŞMİŞ ÜLKELERDE DE KADINA ŞİDDET VAR!
‘Hep Türkiye’yi yazıyorsun, gelişmiş ülkelerde, Batı’da yok mu?’ diyenler var…
Dünyanın en gelişmiş ülkesinde bile kadına şiddet var; aslında bunu da sık sık dile getiriyorum.
Güney Amerika ülkelerinde, Hindistan’da, Pakistan’da, savaşın olduğu tüm coğrafyalarda; bazı Afrika ülkelerinde kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel istismar, taciz, şiddet ve cinayet olayları çok fazla… Özellikle Hindistan ve Pakistan toplu tecavüzlerle sık sık dünyanın gündemine geliyor.
Gelişmiş kabul edilen ülkelerde de yaşanıyor!
İNGİLTERE’NİN İSTİSMAR ÇETELERİ
Bu defa da açık kaynaktan, BBC’den derlediğim İngiltere’de yaşanan olayları paylaşacağım sizlerle…
İngiltere'de kadın cinayetlerini takip eden Femicide Census (Kadın Cinayetleri Sayımı) platformu’nun paylaştığı verilere göre:
“Mart 2019'dan Mart 2020'ye kadar, İngiltere, İskoçya ve Galler’de toplam 207 kadın öldürüldü. Bir önceki yıl ise 241 kadın cinayete kurban gitti.”
Söz konusu coğrafyada yaşayan nüfus tahmini 75,5 milyon kişi civarında!
BBC’de yer alan araştırma dosyasında İngiltere’de Telford kentinde 1980 yılından beri küçük kızlara tecavüz eden ve öldüren bir çetenin varlığının yeni ortaya çıktığı yer alıyor…
40 yıllık suç örgütünün bin civarında kız çocuğuna tecavüz ettiği ve seks işçisi olarak çalıştırdığı gün ışığına çıkmış.
İngiltere’deki bu yerleşim biriminde yerel ve idari yöneticiler, polis, sosyal güvenlik uzmanları, öğretmenler, herkes 40 yıldır olayları görmezden gelmiş.
Tecavüz ve insan ticareti yapan çete Pakistanlı göçmenlerce kurulan ve yönetiliyor. İşin garibi yetkililerin görmezden gelmelerinin bir nedeni de ırkçılıkla suçlanma kaygısı!
Yine 26 Ağustos 2014’te BBC’de yer alan habere göre; Rotherham Belediyesi kentteki çocuk istismarını saptaman için bağımsız araştırma yapmak üzere Prof. Alexis Jay’e rapor hazırlattırıyor. Raporda 1997 ile 2013 yılları arasında bin 400’den fazla çocuğun korkunç şekilde cinsel istismara maruz kaldığına yer veriliyor.
Yaşları 11 ile 16 arasında değişen çocukların toplu istismara uğradıklarını, başka şehirlere kaçırıldığını, pazarlandıklarını, dövüldüklerini ve ailesini öldürmekle korkutularak istismar edildiklerini detaylandırılıyor.
Jay’in raporunda istismar çetesi mensuplarının çoğunun Pakistan kökenli göçmenler olduğu yer alıyor…
TECAVÜZ ÇETESİ MENSUBU TECAVÜZCÜ BABAYA ÇOCUĞUNU GÖRME HAKKI!
İngiltere’de mahkemeleri de mağdur kadını daha da mağdur eden kararlara imza atıyor…
2018 Kasım’ında BBC’de yer alan haberde
“14 yaşındayken cinsel istismara maruz kalarak bebek dünyaya getiren Sammy Woodhouse, tecavüzden hükümlü olan ‘baba‘ya çocuğu görme hakkı verilince hukuk mücadelesi başlattı.”
Rotherham belediye konseyi ve İdare Mahkemesi’nin kararı tecavüzcünün çocuğu görmesi yönünde karar almış.
Haberde Sammy’nin tecavüzcüye çocuğunu görme hakkını mümkün kılan yasanın değişmesi için mücadele ettiği de yer alıyor.
Sammy’e 14 yaşında tecavüz eden biyolojik baba Arshid Hüseyin 50’den fazla kız çocuğuna tecavüzle yargılanmış ve 2016 yılında mahkum edilmiş bir Rotherham cinsel istismar çetesi üyesi,
Kurbanın feci halde mağdur edildiği bir durum…
1 Haziran 2022 tarihli BBC kaynaklı başka bir haberde ise İngiliz polisinin mağdurlara şüpheli muamelesi yaptığı, bazı birimlerde cep telefonunu teslim etmediği takdirde soruşturma açılmayacağının bildirildiği yer alıyor
Haberde Enformasyon Komisyonu’nun Başkanı John Edwards’ın hazırladığı rapora yer veriliyor:
Mevcut uygulamaları “dijital çıplak arama” olarak nitelendiren Edvards’ın raporunda “mağdurlara sağlık kayıtları, sosyal güvenlik dosyaları, bazen okul kayıtlarının dahi sorulabildiği ve cep telefonlarının istendiği” yer alıyor.
Velhasıl sorun küresel; olay mahalli yer küre!
Eee, biz de “Her yerde var” diye başımızı kuma gömüp göz mü yumacağız! Sapıklara, katillere elinize sağlık mı diyeceğiz!
Deryada damla misali de olsa, dünyanın her yerinde kadının insan hakkı için mücadele eden kadın ve erkekler var…