7.75 milyar insanın yaşadığı dünyada bir anlamda bilgi çağını yaşıyoruz ama küçücük bir virüs bütün teknolojinin icabına bakabiliyor.
Bilimi küçümsemek ve hiçe saymak gibi bir anlam yüklemeye çalışmıyorum, yine her şeyi bilim ile çözeceğiz ve buna da yürekten inanıyorum.
Ama ancak doğa sağlam kalabilirse bütün bunların üstesinden gelebiliriz.
Penceremden oturmuş gündüz vakti kararan havayı seyrediyorum ve yarım saat içerisinde şehrimizin altı üstüne geliyor.
Betonlaşan Mudanya bir ay içerisinde iki defa denizle birleşiyor, ova ve sanayisi sular altında ama biz çok abartmıyoruz.
Gerek yok çünkü bitti gitti, bir daha olmayacakmış gibi doğayı bitirmeye devam.
Sadece ülkemiz değil, bütün dünya el birliği etmişçesine dünyanın altını üstüne getiriyoruz.
Kalan sağlam ormanları ya yakıyoruz ya da maden aramak için çöle çeviriyoruz.
Enerji için dereler, göller doğal yapısından çıkıyor, ekim için verilen tarlalar güneş enerjisi için kullanılıyor.
Öte yandan dağların tepesinde yeşillikler kesilip rüzgar gülleri dikiliyor çünkü temiz enerji ihtiyacımız giderek artıyor.
Film otuz yıl geriye çevirelim. Bugünkü lüks ve şatafat yoktu, klima yoktu, bu kadar araç yoktu ama bugün artık hepsi varlar.
Teknoloji var, kolaylık var, hızlı trenler, uçaklar, otoyollar var çünkü lüks hayat var.
Niçin bu kadar karardım?
Kardeş ve dost ülke Pakistan’ın üçte biri sular altında, ekilebilir alanlar muson yağmurlarının tarihte olmadığı kadar yarattığı büyük bir facia ile pençeleşiyor.
1.500 insan hayatını kaybetmiş, 33 milyon insan etkilenmiş, 1,6 milyon insan çadıra, ekmeğe ve bunca yağmura rağmen içecek temiz suya hasret.
Bugün Pakistan yarın başka bir yer. Dünya alarm veriyor!
Bunca ilim ve bilim artık yönünü çevirmeli insanlık için, doğa için, gelecek nesiller için.
Artık dünyanın her ikliminde her bitki yetişmemeye başladı.
Evet, Paris İklim Anlaşması’nı ülke olarak imzaladık ama hızlı bir şekilde Paris demeden, İstanbul demeden, Karaçi demeden, Tokyo demeden hayata geçirmenin zamanı.
Bütün dünya çevre korumacılığını eğitim sisteminin en başına koymalı, bütün bayındırlık işleri çevre etkileri dikkate alınmadan hayata geçirilmemeli.
Her alanda ama her alanda çevre için tasarruf edilmeli.
Slogan bir ampulün yanması, bir damla suyun fazla akması, bir santimetre kare tarım arazisinin korunması, bilinçsizce yapıldığında başımıza neler geleceği anlatılmalı, bilinmeli ve bilimde çevre göz ardı edilmemeli.
Bütün mücadele gelecek nesiller için olmalı.
Artık bile bile doğa felaketlerine geçit verilmemeli.
Çünkü sürekli uyarılıyoruz.
Saygılarımla.