Bu insanlar sadece 157 yılda namlusuna barut döküp, elle kurşun konduktan sonra, zıpkınla sıkıştırılan, horozu elle kaldırılan, her atıştan sonra yeniden doldurmaya muhtaç tüfek teknolojisinden, uzay teknolojisine ulaşmayı nasıl becerdiler?
Ufak tefek insanları ile 7000 yıllık tarihi olsa da 17. yüzyıl sonlarına kadar kılıçlı, mızraklı hanedan savaşları ile bunalan Çin, 18. yüzyılda Avrupa’nın gerisinde kalmış bir ülke idi. 1895’te Japonya’nın işgali altında kaldı. Reform hareketleri ancak 20. yüzyılda başlamış, 1912’de cumhuriyet ilan etmişti. Ancak uzun yıllar batılıların sömürgesi kalmaktan kurtulamadı.
Çin iç savaşını komünistlerin kazanması ile 1949’da Mao Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etti. Çin ekonomisi ancak 1990’lardan sonra büyümeye başlamış1997’de Hong Kong 1999’da Makao’nun katılımından sonra 2001’de DTÖ’ne katılmıştır. Özetle bu günkü ekonomik gücüne kavuşması 30-40 yıllık bir maziden ibaret.
Almanya tarihi, Cermen kabilelerin Roma döneminde devlet kurması ile başlar. Sonra sırası ile 1815 Alman Konfederasyonu, 1871 Alman İmparatorluğu, 1919 Weimar Cumhuriyeti ve 1933 Nazi Almanya’sı. 1945’te 85 milyon insan ölen İkinci dünya savaşından harabe olarak çıkmıştı. Sağ kalmayı başarabilen bilim insanları dünyanın dört bir yanına dağılmıştı. 77 yıl geçti. Bugün güçlü ve dev bir ekonomiye sahip.
Fransa, demir çağına kadar ulaşan tarihe sahiptir. İngilizlere karşı sürdürdükleri 100 yıl savaşları ile etkinlikleri artmış, 16. Yüzyılda mezhep savaşlarından yıpranmış bir ülke. 1789 devriminde cumhuriyet rejimini benimsemiş. Aradaki Napolyon dönemi sonrası 1870’te üçüncü kez cumhuriyete dönülmüş.19. yüzyılda sömürgeci bir güç haline gelmiş, ikinci dünya savaşında işgal altında kalmış, nihayet 1958’de beşinci kez cumhuriyet ilan etmiş. Bugün Avrupa’nın önemli ekonomik güçlerinden biridir.
İngilizler Avrupa’nın en eski milletlerinden birisi. 19. yüzyılda lağımları sokağa akıyordu. Denizciliği erken keşfetmesi ve dünyayı sömürmesi ile zenginleşmiş, bu zenginlik ve demokrasiyi doğru kullanmış bir millet. Ancak amacım milletlerin tarihlerini anlatmaktan çok, bugün dünyadaki düzeni belirleyen güçlerine ne zaman, nasıl ulaştıklarını belirleyebilmek. Böyle bakınca İngilizlerin 2. Dünya savaşında kullandıkları savaş uçaklarını, hatta yolcu uçaklarını o tarihten daha önce üretmiş olan bir ülke olduğumuzu bilmek yeter diye düşünüyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Kayseri Uçak Fabrikası’nda 1926 ile 1942 yılları arasında 7 modelde 212 adet uçak üretildi. 1932’de Eskişehir Uçak Fabrikası, 1941’de THK Etimesgut Uçak fabrikaları kuruldu. Bu fabrikada 1952’ye kadar tamamen Türk tasarımı 126 adet uçak üretildi. Uçak motoru fabrikası kuruldu, yerli motor üretimi başladı. Dünyada ilk savaş uçakları 1.Dünya Savaşı’nda, 1920’lerden sonra üretilmeye başlanmıştır.
Peki ne olmuştur da Cumhuriyetin ilk yıllarında dünya ile yarışan teknoloji savaşı verebilen Türkiye Cumhuriyeti geride kalmaya başlamıştı? “Nasılsa Amerika kullanılmış uçakları çok ucuza ya da hibe olarak veriyor, uçak fabrikasına ne gerek var” diyenlerin kemikleri sızlıyor mu acaba? Tamamen yerli dört çeker araçlar üreten Tuzla Jeep fabrikası 2006 yılında neden kapatıldı acaba? Acaba o eğitim, teknoloji ve ekonomik güç savaşını bırakmasa idik, yani başladığımız gayret ile devam etse idik, 5. nesil milli savaş uçağı çoktan göklerde olur muydu? Ve neden eğitim seviyemiz ısrarla geriletilmeye devam ediyor?