Belki biz o gözle değerlendirmiyoruz bu yaşananları ama bilim insanları iklim değişikliği olgusunun etkin adımları olarak görüyorlar. İşte ABD’den bir örnek onların bu iddialarını güçlendiriyor. Geçen haftalarda Illinois eyaleti, 12 saat içinde, 1000 yılda bir görülmesi muhtemel şiddette yağmur yağışı yaşadı. ABD Ulusal Hava Kurumu verilerine göre sadece 12 saat içinde 200 mm yağış kaydedildi. Bu yağışı, beraberinde esen şiddetli rüzgarlar kasırgaya dönüştürdü ve büyük hasarlara neden oldu. İşte bu tür kasırgalar iklim değişikliğinin etkin göstergesi olarak yaygın hale gelmeğe başladı.
Yoğun yağış nehirlerin taşmasına, eyalette yirminin üzerinde bölgenin sel altında kalmasına neden oldu, birçok bölge için de sel uyarısı yapıldı. Rekor kıran bu olağan dışı yağış, aynı bizde olduğu gibi, onlarda da yerleşim alanlarının yıkımına, arabaların sürüklenmesine ve 37 insanın ölümüne neden oldu.
Bu sonuçları yakından takip eden bilim insanları bu yağış şiddetinin ve taşkınların, 1000 yılda bir olması ihtimali üzerinde hem fikir oldular.
İşte size dünyanın öbür ucundan da iklim değişikliğinin bir görüntüsü. Ancak insanlar bu acıları yaşarken, bu tahribata kendilerinin neden olduğunun farkında değiller veya farkına varmak istemiyorlar, aynı bizim gibi, atmosfere karbon salınımına devam ediyorlar. Özellikle fosil yakıtların yanmasından kaynaklanan ısı tutucu gazların artan yoğunluğu nedeniyle, Sanayi Devriminin başlangıcından bu yana küresel ortalama sıcaklık 1 santigrat derece arttı ve insanlık bu yola devam ettiği sürece o da artmaya devam edecek. Bilim insanları 1 santigrat derece artan sıcaklıkla, havada %7 daha fazla nem oluştuğunu, bu nemin de alışılmadık derecede şiddetli yağışlara daha sıklıkta neden olduğunu ve olacağını açıklıyorlar. İnsanlık atmosfere karbon salınımlarına devam ettiği sürece, sadece bir örnek olarak anlatılan bölge için değil, dünyanın her noktasında, tabii bizde de aşırı yağışlar daha da şiddetlenecek, büyük hasarlar vermeğe devam edecek.
Evet, gelin iklim değişikliğinin ‘’Ben Geliyorum’’ diye seslenişine kulak verelim, ülke çapında kömür santrallarının kapatılmasını, güneş ve rüzgar enerjisi sistemlerinin kurulmasına ağırlık verilmesini, sanayi ve yerleşimlerin karbon salınımlarının azaltılması yolunda adımlar atılmasını, devlet ve bireyler olarak önümüze serelim, gücümüz yettiğince bu yolda ilerleyelim.
Birleşmiş Milletlerin 2050 yılına kadar yer küre üzerinden atmosfere sıfır karbon salınımı hedefini de hatırlayarak…