Sosyal devleti çağırı zamanı

İranda 1979 İslam Devriminden sonra basılan ABD Tahran Büyükelçiliği›nde 444 gün rehin kalan 53 Amerikan vatandaşı ve yakınlarına 36 yıl sonra tazminat ödenecek. Geçen hafta kabul edilen ABD Harcama Kanunu›na eklenen bir madde ile “Başka ülkelerin devletlerinin terör saldırısına maruz kalanlara 4,4 Milyon Dolara kadar tazminat ödenmesi” kabul edildi.1
Terör; cebir ve şiddeti kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasa›da belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devletin ülkesi ve milletleriyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemler olarak tanımlanır (3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu m.1/1).
Terör insanlığa karşı bir suç olup; devlete, güvenliğine, kamu barışına, milli savunmaya, temel hak ve özgürlüklere karşı işlenmektedir.
Bu suçun failleri acaba tövbe etse, günahları silinir mi? Günaha gömülmüş böyle bir kişi için denilecek söz, Allah seni affetsin!
Acaba terör suçunun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı veya yabancı tarafından, yabancı ülkede işlenmesi suretiyle bir vatandaşımızın zarar görmesi halinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti›nden ABD›de uygulandığı gibi bir tazminat ödenmesi talebinde bulunulabilinir mi?
Terör suçlarının, üstte verilen tanım kapsamında vatandaş veya yabancı tarafından, yabancı ülkede işlenmesi halinde, Türk kanunları uygulanır (TCK m.13/1). Ancak, hem bu tanım kapsamına girmeyen terör suçları hem de yabancı ülkede işlenen soykırım ve insanlığa karşı suçlardan zarar gören vatandaşlarımızın Türkiye Cumhuriyeti Devletinden tazminat talebinde bulunacakları için adaletin kapıları açılmamaktadır.
Devleti; iblis gibi kibire kapılması ve cimrilik göstermesi için değil, şefkatte zirveye doğru yükselmesi için çağıralım! Bu evrede, sosyal devletle tanışma zamanıdır.
Barış ve esenlik yurdu olarak yaşadığımız evrende; sosyal devleti, sosyal adalet ve sosyal güvenliği sağlamak ve herkes için insan onuruna yaraşır asgari bir hayat düzeyini gerçekleştirmekle yükümlü devlet olarak tanımlamaktayız (Any. m.5). Şimdi, devleti yönetenlere seslenmek zamanıdır artık.
Umutlanıp bekleyenlerden olmak yerine, vatan sevgisiyle dopdolu ve yabancı ülkelerde kalpleri hasret özlemi ile yanan yüreklere kulak verin, ateş odunu yemeden haydi müjdeler verin!
Mutluluk ve esenlik içinde olmanız dileğiyle, saygılarımızı sunarız.
1 Sabah Gazetesi,26 Aralık 2015,s.14

EKOHABER