Öncelikle Metal Fırtına iki genç tarafından kaleme alınmış, gerçekle ilgisi olmayan bir kurgu kitabın adıdır.
Bu fırtına ise geçen yıl petrol, demir çelik başta olmak üzere bir çok emtia fiyatlarında başlayan fiyatların düşmesi sonucu, metal fırtınaya benzeyen bir rekabet ortamının adıdır.
Öncelikle ülke olarak, bir önceki yıla oranla 2015 yılında 10 milyar dolar civarında daha az ihracat gerçekleştirdik. İhracatta en büyük düşüş ise çelik ürünlerinde yaşandı.
2014 yılında 13 milyar 203 milyon dolar olarak gerçekleştirmiş olduğumuz ihracat, 2015 yılında 9 milyar 891 milyon dolara geriledi.
Bunun karşılığında ise 2015 yılında demir çelik ürünleri en çok artan ithalat kalemlerinin başında geldi.
Yani fırtına tersine döndü, bir yılda demir çelikte pozisyonumuz ihracattan ithalatçıya döndü.
Bu duruma önemli etkilerden biri Çin üretim fazlası olan 350 milyon ton demir çeliği dünya piyasalarına sürdü.
Bunu yaparken de fiyatları fırtına etkisi ile aşağıya çekerek gerçekleştirdi.
Türkiye de, en çok demir ithalatını Çin, Rusya ve Ukrayna dan gerçekleştirmiş oldu.
Demir çelik ürünlerin düşmesindeki en önemli etken Çin, bu yıl da geçen yıldan daha fazla ihracat yapacağı yetkili ağızlardan açıklandı.
Türkiyenin en büyük çelik üreticisi Erdemirin Genel Müdürü Ali Pandır kendilerinin demir çelik ürünlerindeki rekabetten etkilenmediklerini, fakat küçük üretici işletmelerin daha çok etkileneceğini bir tv yayında öğrenmiş oldum. Son olarak metal hammaddesini kullanan birçok sektörün ucuz fiyatlardan rahatsız olmasının söz konusu olmadığını, ancak fiyatlar düşerken ve çıkarken zarar ettiklerini de belirtmeden geçemeyeceğim.
Metal fırtına geçtiğimiz yıl ülkemizi ihracatçı pozisyondan çıkartıp ithalatçı durumuna düşürdüğünü tekrar belirterek, bu sene neler getirip neleri götüreceğini hep birlikte göreceğiz.
Saygılarımla...
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?