Bundan önceki yazımda "Eğitimde Eşitlik Şart" başlığıyla çocuklarımızın eğitimde yaşadığı sorunlara kısaca değinmiştim...
Bu defa da özel ve kurumsal spor kurslarını ele almak istiyorum...
Çocuklarımızın, hocalarının egoları ve hırsları yüzünden nasıl demorileze olduklarından, nasıl spora küstüklerinden bahsedeceğim...
Önce spor konusunu uzmanlaarın görüşlerinden yararlanarak biraz açmak istiyorum.
"Spor, toplumsal ve bireysel yararları tartışılmaz bir olgudur ve ilkçağlardan bu yana, insan yaşamını sürdürmek için avlanmaya yönelik okçuluk ve ata binme sporun başlangıçları olmuştur...
Günümüzde ise spor insanların beden ve ruh gelişiminin yanında, toplumsal ve uluslararası dostluk ve barışa en önemli katkıda bulunan sosyal bir araç ve amaç olarak kabul edilmektedir...
Sağlıklı gelişme ve yarışmada sporun temel anlayışlarından-dır. Birleştirici, kaynaştırıcı, bütünleştirici yönü fazladır.
Temelinde yarışma vardır, herkese eşit fırsat vermektedir, iddiasız insanları da kabul ederken, iddiaya açıktır.
Sporun birleştiriciliği, yoksul, zengin, siyah, beyaz farkı gözetmemesi, din, ırk, milli-yet ayrımı gütmemesi, fırsat eşitliğinden yana sosyal demokrat politikaların uygulanabilmesi açısından çok önemli bir zemin oluşturmaktadır.
Spor yoluyla sporcunun toplumsal, ülkelerin uluslararası alanda imajlarını geliştirme, kendilerini daha fazla görüntüleme imkanı bulunmaktadır."
İşte kısaca yaptığım araştırmada bile sporun herkese eşit fırsatı vermesinden bahsediliyor.
Gelelim çocuk sahipleri olarak bizim gibilere...
Uyuşturucudan kötü alışkanlıklardan uzak durması için çocuklarımızı spor etkinliklerine yönlendirmeye çalışıyoruz...
Sürekli bilgisayar başında oturmasınlar, sosyalleşsinler istiyoruz...
Kaliteli bir yaşam sunmaya çalışıyoruz...
İyi mi yapıyoruz...
Bana göre çok ama çok iyi yapıyoruz da, ya yaşadıkları?
Futbol, Basketbol, Voleybol, Karate, Tekvando, Yüzme, ne bulursak artık tercihlerine göre destekliyoruz ve yönlendiriyoruz...
Dünyanın parasını vererek kurslara yönlendiriyoruz...
İyi ama oraları da, imtiyaz sahibi ailelerin çocukları kullanıyor...
Kurs ve Okul Yöneticileri imtiyazlı çocukların oynaması için baskı yapınca gerçekten başarılı olacak çocuklara şans tanınmıyor...
Aynı parayı ödeyen aynı masrafı yapan veliler kime gitsin kime ağlasın?
Üstüne para ödeyip çocuğunu mağdur olduğuna mı yansın, çocuğun spordan soğumasına hatta nefret etmesine mi üzülsün?
Çocuğunun yaşadığı travmaya, hatta gelecekteki özgüven eksikliği olabileceğine mi yansın?
Kentin sportif hali belli...
Dün bir arkadaşımla sohbet ettik 10 yaşında ki oğlunu özel bir spor okulunda basketbola yazdırmış...
Çok güzel...
Ya sonra her hafta aynı çocukların sahaya çıktığını ve diğer çocukların giyinik halde topa bile elini süremeden eve gittiğinden bahsetti...
Hatta üzüntüden ağlayan çocuklar bile varmış...
Veliler çocuklarını izlemeye geliyorlar ve çocuklarının sahaya bile çıkamadan dönmeleri, ebeveynleri hüsrana uğratıyor...
Arkadaşım hocaya gidiyor ve "Hepsi biraz oynasa zamanı ona göre kullansak" diyor....
Hoca'dan aldığı yanıt; "Ona ben karar veririm, Git istersen patrona şikayet et"... (Arkadaşım bunun üzerine çocuğunu bu spor okulundan alıp başkasına yazdırarak çözüm bulmuş, ya diğerleri?)
Ego tavan...
Neye göre, kime göre...
Diğer çocukların günahı ne?
Bir hevesle geliyorlar, izleyip dönüyorlar, tam bir travma...
Yetenekli çocuklar kim bilir kimlerin yedeklerinde sürünüyor...
Sayın Hocalar, sayın koçlar bu çocukları önce hayata hazırlayalım lütfen...
Onlar, daha o yaşta zaten ergen, gururları kırılınca kim toparlayacak?
Küstürmeyelim, soğutmayalım, incitmeyelim...
Hocaların egolarından, kazanmak için herşeyi mübah görmelerinden kurtarmak ve her çocuğa fırsat eşitliği vermek için yasal düzenlemenin şart olduğunu düşünüyorum...
Bence, spor alanında Türkiye’nin Avrupa Birliği ülkeleri ve diğer gelişmiş ülkeler standartlarında stratejik plan hazırlaması, yeniden yapılanması gerekiyor...
Sağlıkla, sporla kalın....